Öncelikle, tüketicilerin pandemi sonrasında tekrar rahat seyahat edebilmeleri için gerekli en önemli unsur tüketici güveninin sağlanması, yani bireylerin seyahatleri sırasında kendilerini hijyen anlamında güvende ve huzurlu hissedebilmeleridir. Bu bağlamda, turizm sektöründe yer alan tüm paydaşlara – havayollarından otellere, restoranlardan tur operatörlerine, otobüs şirketlerinden rehberlere- önemli görevler düşmektedir.
Bu konudaki en iyi örneklerden biri sivil havacılık sektoründen gelmektedir. Sektör pandemi sürecinde başarılı bir iletişim politikası izleyerek, yolculara uçak içerisinde virüs bulaşma ihtimalinin çok düşük olduğu mesajını, filtrasyon sistemlerinin çalışma prensipleri gibi bilimsel açıklamalara da dayandırarak, çok başarılı bir şekilde iletmiştir.
Bunun yanı sıra, Türkiye’de yeni başlatılan “Güvenli Turizm Sertifikası” uygulaması da turizmin açılması ve tüketici güveninin tesisi açısından bence çok faydalı olacaktır. Bu sertifikaların uluslarararası pazarlamada çok ama çok iyi kullanılması gereklidir. Kanımca rakamların 2019 seviyelerine gelmesi uzun bir zaman alacaktır. Korona aşısı deneylerinin tamamlanıp dağıtılması, nüfusun çoğunluğunun aşılanması ve insanların tekrar güvenle seyahat etme psikolojisine kavuşmaları zamana yayılacak olgulardır.
Bununla beraber, bazı ülkerde uygulanmaya başlayan, Covid-19 seyahat sigortası Türkiye’de de kısa vadede kullanıma sunulabilir; ki bunun güven artırma yönünde önemli bir etkisi olacagini dusunuyorum. Kaldi ki, 2021 “pent up demand” dedigimiz birikmis talep, yani seyahat ozleminin yogun bir sekilde hissedilecegi bir yil olacak gibi gorunuyor. Dolayisiyla, strateji belirlerken bu faktoru de gozonune almakta onemli fayda oldugunu dusunuyorum.
Pandeminin önemini gözler önüne serdiği konulardan biri de yerli turizm oldu. Amerikan havacılık sektörünün önemli zararlara rağmen hala operasyonlarına devam etmesinde önemli rol oynayan yurtiçi turizm hareketliliği, Türkiye gibi geniş coğrafyalı, uygun altyapılı ve değişik tatil seçeneklerinin bulunduğu bölgelere sahip bir ülke için önemli bir koz olabilir. Özellikle yurtdışı destinasyonların kapalı olduğu bir dönemde iç turizme yönelik olarak yapılacak pazarlama çalışmaları tüm sektör için akıllı yatırımlar olacaktır.
Pandeminin yol açtığı en önemli değişikliklerden biri rezervasyon eğrisinin (booking window veya booking curve) kısalmış olması. Bu nedenle turizm sektöründeki tüm işletmelerin bunu anlamaları ve bu doğrultuda pazarlama stratejileri geliştirmeleri çok büyük önem arzetmektedir. Tüketiciler seyahat planlarını yapmak için son ana kadar bekleyeceklerdir. Bu sebeple ben 2021’deki büyük hareketi Mayıs sonu, hatta yaz başına kadar göremeyeceğiz diye düşünüyorum. Fakat çok yoğun bir sonbahar sezonu olacağını da tahmin ediyorum. Bu arada, tüketicilerin destinasyon seçimleri ülkelerin pandeminin üstesinden nasıl geldiklerine bağlı olarak şekillenecektir. Bu yüzden ülkelerin turizm performansları biraz da pandemi ve aşı dağıtımı kontrolü ile bağlantılı olacak gibi gorünüyor.
Gündemde olan bir diğer uygulama da biometrik sağlık pasaportu. Bu da 2021’de seyahat planlarımıza dahil etmek zorunda kalabileceğimiz uygulamalardan biri. Bunun yanı sıra, Avustralya’nın bayrak taşıyıcı havayolu şirketi Qantas’ın kısa bir süre önce duyurusunu yaptığı, uluslararası uçuslara kabul edilecek yolculardan Covid-19 aşı sertifikası isteneceğine dair politikası da diğer havayolları tarafından adapte edilme potansiyeli olan bir uygulama olarak görülebilir.
Prof. Dr. Recep Karaburun
New York Universitesi (NYU)
Turizm ve Otelcilik Yönetimi Fakultesi Ögretim Üyesi
New York, Amerika Birleşik Devletleri
- 2021 Türkiye Turizmini nasıl görüyorum - 01/12/2020