Bir ülke düşünün.
Her tarafı işgal edilmiş.
Orduları yok edilmiş.
Silahlarına el konulmuş.
Neredeyse tüm vilayetleri
çeşitli ülkeler tarafından
ele geçirilmiş.
Üstüne üstlük,
yönetimdekiler,
işgalcilerle işbirliği halinde.
Adam gibi biri,
Önce Samsun diyor.
Sonra Erzurum,
Sonra Sivas.
Ve Ankara.
Millet meclisini kuruyor.
Ve o meclisten aldığı yetkiyle
savaşıyor.
30 AĞUSTOS!
Türkiye Cumhuriyeti’ nin
kuruluş taşlarının,
teker teker döşendiği
günlerin zirvesidir.
Tüm dünyanın kabullendiği,
O müthiş, Türk direnişinin
simgesidir.
Oradan inen ordular,
İzmir’in dağlarında çiçekler
açtırır.
Daha ilerisi,
29 Ekim.
Kuruluşudur bu muhteşem
Cumhuriyet’in.
Kolay kurulmadı..
Kolay yaratılmadı Türk Devrimi.
Çok kısa sürede,
tüm dünyaya örnek oldu.
Tanındı.
Bir masası var Mustafa Kemal’in.
7 düvelin temsilcileri orada.
İtibar desen O.
Liderlik desen O.
Bilgelik desen O.
Bugün turizm yapabiliyorsak
çok şey borçluyuz Ata’ mıza…
Yaşamı savaş meydanlarında
geçmiş, büyük insan,
“yurtta sulh, cihanda sulh”
diyerek vermiş işareti…
Bugün, ne yazık
O’ na hakaret edenler var.
Ne yazık ki bu nankörleri
koruyanlar da var.
Türkiye Cumhuriyeti.
Tüm dünyanın tanıdığı,
O yoklukta,
O büyük borçlara rağmen,
Saygın, sosyal, Laik bir hukuk
devlet.
Şimdilerde gelip,
demokrasi sayesinde,
oturdukları koltuklardan,
Mustafa Kemal’ e sallayan
nankörler,
biraz olsun utanın.
biraz olsun, yüzünüz kızarsın.
O olmasaydı,
Ya Afganistan,
Ya Irak,
Ya da İran’ dık.
Öyle olmamızı isteyenler,
daha çok bekleyeceksiniz.
Zira,
Mustafa Kemal ATATÜRK
Hala yaşıyor,
gencecik yüreklerde.
Hala yaşıyor,
Çocuklarda…
En önemlisi,
KADINLARDA…
Mustafa Kemal ‘in kurduğu Laik
Cumhuriyet,
dediği gibi,
ilelebet yaşayacak.
- Erken rezervasyon - 10/12/2024
- Katarakt - 19/11/2024
- Yanlış olmasın - 29/10/2024