Bu gün 8 Mayıs Cuma, 2020 yani bu yazıyı okuduktan 80 gün sonrası…
THY bütün uçuş noktalarını bu gün uçuşa açılmayan son 3 hattı da açarak tekrar başlattı. Rezervasyonlar da gelmeye başladı. Her ne kadar henüz istenen hızda bir başlangıç olmasa da, yurt dışından güney sahillerimize yönelik talepler başta olmak üzere rezervasyonlar geliyor.
Dönüp iki ay geriye baktığımızda Mart ayının başından bu güne kadar neler yaşamışız! Şimdiye kadar ülke tarihinde, turizm tarihinde hiç yaşanmayan günleri nasıl geçirmişiz bunu anlatmakta bir yarar görmüyorum. Bunu hepimiz yaşadık.
Evet, geçen iki ayda çok şey kaybettik, hepimiz gelir kaybetmekle kalmadı, altından kalkmakta gelecekte zorlanacağımız mali yüklerin, borçların altına girdik.
Kimimiz Mart sonunda işe alacağımız elemanları işe almak bir yana, içimizdeki yıllarca beraber çalıştığımız elemanların maaşını ödeyemez olduk, kimimiz bazı elemanlarını ücretsiz izne çıkarttı, kimimiz maaşının birazını verip, geri kalanını ilerde vermek üzere bir çözüm oluşturduk. Çoğumuz elektrik su, doğal gaz, SGK ödemesi gibi ödemeleri yapamamanın sıkıntısını yaşadık, halen de yaşıyoruz..
Ne yazık ki bu süreçte devletin her hangi bir katkısı bir kısım kredi almışların, özellikle otellerin kredi öteleme talebi İstanbul anlaşması gibi bir anlaşmayla bir ölçüde sağlanmış olurken, seyahat acentalarının keline bir merhem bu süreçte sürülmemiştir.
Her seyahat acentasının yıllık cirosunun en az %25’i oranında borç yükü altına girdiği görülmektedir. Kimin ne kadar para kaybettiği, borç altına girdiği bu formül ile kolayca öğrenilebilir.
Geçen kıştan yeni sezona taşınan mali yükler, borçlar da eklenince bu saatten sonra elde edeceğimiz gelirin borçlara mı, yoksa yaşamımızı sürdürmeye mi gideceğini bilebilmek zor.
İşin sevindirici yanı ülkemizdeki can kayıplarının durmuş olması, normal hayata dönüşün ışıklarının sokaklarda görülmesi , sokaklarda insanların gülümseyerek dolaşmasıdır.
Rezervasyonlar yavaş başladı derken dünya ekonomisinde yavaşlama, resessiyon olgusu turizmdeki talebi ister istemez azaltacaktır. Dünya turizminde %30’a yaklaşan gerileme tahmini yapılırken, bizim de bu paydan aynı oranda etkileneceğimiz, işimizde bu civarda azalma olacağı görülmektedir.
Turizmden kaynaklanan iş kaybı ülkedeki işsizliği de ciddi oranda artıracak, ekonominin daha ağır şartlara gebe olması iç pazarı da oldukça daraltıp bu alanda iş yapan meslektaşlarımızı da zora sokacaktır.
Turizm talebinde %30 civarındaki daralma demek, otellerin yanında seyahat acentalarının da, rehberlerin de, turizm ile ilintili iş yapan kuruluşların da ister istemez bu oranda piyasadan çekileceği,2020 yılının sektörün üzerinden geçen bir silindir olacağını görmek acı da olsa kaçınılmazdır.
Bu saatten itibaren yapılacak şeyleri planlarken nakit akışını sağlamak kaygısıyla karsız iş yapmanın bedelini sadece öyle yapan kuruluş değil, aynı pazarda iş yapıp bu tür rekabet nedeniyle karlarını azaltmak zorunda kalan diğer meslektaşlarımız da ödeyecektir.
Son bir şey daha eklemek istiyorum.
Sakın kimse her şeyin eskisi gibi olacağını düşünmesin. Yeni bir dünya, büyük ekonomik kayıpların tetikleyeceği yeni bir ekonomik düzen, yeni insan ilişkileri ve ne acı ki dünya çapında yıkıma yol açacak küresel savaşlar…
20’li yılların bunları getireceğini düşünüyorum. İnşallah yanılırım.
Deniz Tüfekçi
Not: Mayıs başında normale dönmeyecek bir yaşam ülkelerde sosyal patlamalara yol açacak, Türkiye de bundan ister istemez payını alacaktır.
- 29 Ekim, en büyük bayramımız, Cumhuriyet bayramımız - 30/10/2024
- Turizm özgürlüğün elbisesidir, gıdası demokrasidir. - 17/07/2024
- BAD-EL HARAB-ÜL TÜRSAB - 11/02/2024