Çanakkale’liler bölgenin tarım arazilerine, denizlerine, tarihi, coğrafi, doğal ve sosyal yapısına büyük zarar verecek bu projeye karşı birleşme gereği duydu. Bu gerekçeden yola çıkarak yeni bir dayanışma grubu oluşturdular. Kısaca ÇADOÇEP adıyla anılacak olan Çanakkale Doğa ve Çevre Platformu bu bağlamda bir duyuru yayınladı. İşte bu duyuru;
“Buradayız!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın uzun yıllardan beri süregelen çabalarıyla, Kuzey Ege-Güney Marmara-Çanakkale ili kıyı şeridinin beton yapılaşma, ağır sanayi, metalik madencilik ve kitle turizmine açılmasını hedefleyen projelerinin devreye girdiğini öğrendik. Bölgenin tarım arazilerine, denizlerine, tarihi, coğrafi, doğal ve sosyal yapısına büyük zarar verecek bu projeye karşı birleşme gereği duyduk. Bu gerekçeden yola çıkarak yeni bir dayanışma grubu oluşturduk: Çanakkale Doğa ve Çevre Platformu. Kısaca ÇADOÇEP.
İtirazımız Var!
Balıkesir-Çanakkale İlleri Çevre Düzeni Planı ile Bütünleşik Kıyı Alanları Planı adı altında yürütülen bu planlar, 2015 yılı ve 18 Eylül 2020 tarihinde, 1/100 bin ve 1/50 bin ölçekli planlarıyla, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından devreye alındı. Meslek odalarından, STK’lardan, belediyelerden, çiftçilerden ve yöre halkından, esnaf, sanatkâr, sanatçı, yazar ve gençlerden, kısacası doğduğumuz topraklarda yaşayan bizlerden değil görüş almak, herkesten gizlenerek yürütülen bu planlara karşıyız!
Bu planlarla, devasa bir bölge “Ekoturizm ve sanayi atılımı” adı altında, yeni bir yağma ve rant yaratmaya kurban ediliyor! İşte buna itirazımız var!
Planların Gerçek Yüzü Ne?
Ekoturizm” olarak tanıtılan Çevre Düzeni planıyla, tarım topraklarımızın ikinci konuta açılması, tarım alanlarının betona bürünmesi, otoyol ve köprü gibi devasa ulaşım akslarının bölgeye korkunç bir rant baskısı getirmesi, en kirletici ve yok edicilerden olan metalik madencilik ve ağır sanayinin bölgeye yönlendirilmesi bu planların gerçek yüzü!
Balıkesir-Çanakkale İlleri Bütünleşik Kıyı Alanları Planı’nın boyutu, Bandırma’dan Ayvalık’a kadar, 1.356 km’lik kıyı şeridini, bu hattın içeriye doğru yayıldığı toprak, yerleşim ve tarım alanlarını, ormanları, Saroz’u, Bozcaada’yı, Gökçeada’yı ve Assos’u kapsıyor.
Kısaca Gelibolu Tarihi Milli Parkı, Troya Milli Parkı, Ayvalık, Edremit, Karabiga tarım alanları, sulak havzaları, sahiller, denizler, bakir koylar, Kazdağları ve bu alanlardaki cümle yaban hayatı, doğa ve çevresiyle planın hedefinde.
Planlar Kimlerin Yüzünü Güldürüyor?
Tekirdağ’dan Balıkesir’e uzanan otoyol, yapımı süren Çanakkale Köprüsüyle denizleri aşarak Kazdağları’na, oradan Ayvalık ve İzmir’e uzanıyor. Hepsi planın hedeflediği bölgenin yan unsurlarla desteklenerek yerli ve yabancı şirketlerin bu talanı eksiksiz yerine getirmelerini sağlamak için.
Bu planlar, bölgenin çok kıymetli doğal kaynaklarını, toprağını, denizlerini, tarım alanlarını, ormanlarını, yer altı zenginliğini, madenlerini yabancılara ve yerli ortaklarına pazarlayarak yeni ve çok büyük finans kaynakları yaratmayı amaçlıyor. Yani aslında bizleri, gelecek nesilleri zenginleştirmeyi değil, toprağımız, denizimiz, canlılarımız, suyumuz, yer altı ve üstü bütün zenginliklerimizle birlikte hepimizi ve her şeyi yok etmeyi “planlıyor.”
Bunun için Bandırma’dan Ayvalık’a uzanan kıyı, sahil, tarım ve yerleşim bölgesinde
-
- Mega yat limanları
- Yolcu iskeleleri
- Tersaneler
<li”>Havaalanları
- RoRo taşımacılığı
- Yük limanları
- Tehlikeli madde taşıyan gemiler için parklar
- Metalik madencilik ruhsatları
- Ağır sanayi alanları
- Termik santrallar
- Siyanürle altın arama bölgeleri
- Büyük oteller dizisi
yaratmayı hedefliyor.
Ya Sonra?
Sonrası zehir, bitmiş tarım, “deniz” adı altında zehirli bir su kütlesi, adım atacak yer kıtlığı, boz dağlar, çorak toprak, yok olan ormanlar, üst üste otel yığınları, nefessiz doğa ve “ah buralar bir zamanlar yemyeşildi” pişmanlığı… hatta çok daha fazlası: ölüm!
Çok Geç Olmadan…
Çanakkale Doğa ve Çevre Platformu, işte bu yüzden tüm bölge STK’larıyla, belediyelerle, meslek odalarıyla, çiftçilerle, arazi sahipleriyle, halkla, gençlerle, esnafla, sanatçılarla, herkesle işbirliği yapmaya hazır! Toprağımızı, hayatımızı korumak için… Biz buradayız!
Vizyonumuzla Buradayız!
Doğa ve çevreye zarar vermeden, onunla uyumlu yaşamak ve gelecek nesillere yaşanabilir, sürdürülebilir bir çevre bırakmak için buradayız!
Misyonumuzla Buradayız!
Doğa ve çevreye zarar vermesi muhtemel her türlü hareket ve her türlü
“oluşuma” karşı mücadele vermek, yürütmek ve düzenlemek için buradayız. .
Vicdanımızla Buradayız!
Bilim ve aklın yolunu izleyen, felsefeyle sorgulayan, partiler ve siyaset üstü düşünen ve her zaman “kamu yararı”nı öncelikli olarak gözeterek yurdunu seven vatandaş olarak vicdanımızla buradayız. Herkese sesleniyoruz! Çünkü:
Kurtuluş yok tek başına!
Ya hep beraber!
Ya hiçbirimiz!
Saygılarımızla,
ÇADOÇEP
Çanakkale Doğa ve Çevre Platformu”