Tarihi eserleri kim korur ?

Dünya’nın her yerinde tarihi eserler titizlikle korunur, devlet bakımına yardım eder, destek olur, tarihi yaşatmak için her türlü kolaylığı sağlar, yabancılara da gururla bu zenginliklerini sunar.
Örnekleri tarihi çok eskilere dayanan Avrupa’dan vermeyelim. Avrupa tarihi eserlerini , yapıldığı yıllardaki görkemleriyle günümüze kadar aynen yaşatıyor.
Birkaç yüzyıllık geçmisi olan Amerika’da, yine birkaç yüzyıllık geçmişi olan basit evler, devlet yardımıyla ayakta durur. Ve bu evler ücretli, ücretsiz turlar ile turistlere büyük gururla sunulur.

xxx
Ya bizde?
Anadolu’da tarih, daha hala toprağın altında ya da köyevlerinin bahçelerinde taşları, sütünları ve heykelleri ile duvardır, duvar süsüdür.
Ama Anadolu’ya gitmeyelim. Dünya’nın en güzel şehri İstanbul ve onun gözbebeği Boğaziçine bakalım.
Bakalım bahar ile birlikte artan turist teknelerinin güzergahına…
Yıllardır metruk bir iskelet olan 1699 Karlofça anlaşmasının yapıldığı Amcazade Hüseyin Paşa yalısına..
Sadece yıkmasını bilenlerin enkaz haline getirip, bomba yemiş gibi bıraktıkları Galatasaray Adasına….
Basit bir aydınlatmasını bile beceremiyip hayalet bir kalıntı gibi terkedilmiş Rumelihisarına …
Ve son olarak ne zaman eski haline döneceği meçhul Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’na…

xxxx
Bir meslektaşımız “Boğaziçi İmar, Boğaziçi’nde bir eve çivi çakılsa, badana yapılsa başında bitiverir. Çivi çakmak yasaktır Boğaz kıyısında bir binaya, ama bir yıkıntı bırakmak serbesttir. ” diyor.
Biz de ilave edelim; Rıhtım yapıyoruz diye kazık çakanlar ile denize kayan dedesinden kalmış evini binbir güçlükle kurtarmak yada tahtasını yenilemek, yada boyamak isteyene, Boğaziçi İmar gerekli izin için binbir zorluk çıkarır astronomik paralar talep eder. Dünya’da her yerde tarihi eserlere
sahip çıkılır, destek verilir, biz de ise kösteklenir.

İlgili kurumlar çok meşguldur, kim uğraşacak kültür ile…

Suat Töre