Turizm çok değişken ve güncel olayların önemine göre sık değişiklikler gösteren bir sektördür. Özellikle, siyasi ve politik anlamda çalkantılar yaşayan, ekonomik sorunlar yanında demokrasinin oturması yolunda sorunları olan ülkelerde turizmin gel-git’ler göstermesi çok doğaldır. Türkiye bu gel-git’lerden en fazla etkilenen ülkelerden biridir. Turizmin gerektirdiği herşeye sahip olan,tarihi,kültürel ve doğal zenginlikleri yanında misafirperver,yabancıyı seven bir anlayışa sahip olan Türkiye, ne yazık ki, her yıl büyük beklentilerin olduğu zamanlarda talihsiz durumlarla karşılaşmaktadır.
Son birkaç yıl’da yeniden canlanmaya başlayan ve bu yıl çok büyük beklentilerin olduğu bir sezonu karşılamaya hazırlanan ülkemiz turizminde, siyasilerin beklenmedik çıkışları, demeçleri, yabancı medya mensuplarına yapılan inanılmaz olaylar bu yıl’da beklentilerimize sekte vuracak gibi görünüyor.
Bu gözlemimizi pekiştiren iki olaydan birincisi ITB Berlin Fuarının başlamasından kısa süre önce İçişleri Bakanı’nın Almanya’dan gelecek turistlerin içinde teröristlerinde olabileceği ve tutuklamaların yapılacağına ait verdiği demeç ve diğeri de çok tanınmış ve saygın Alman gazetelerinin Türkiye temsilcilerinin Türkiye’den kovulması olayıdır.
Uzun yıllarını turizmin gelişmesi ve uluslararası turizm dünyasında ülkemizin tanınmasına bireysel katkıda bulunmuş ve özellikle Alman pazarını iyi bilen ve bu ülkeden çok sayıda kültürel grupları Türkiye’ye getirmiş, ITB Berlin Fuarına 1970’li yıllardan beri katılmış bir turizmci olarak, Almanların bu tür durumlara tepki verdiklerini ve Türkiye’ye gidecek turistleri uyarmalarını olumsuz bir durum olarak karşıladığımı belirtmeliyim. Bu sektöre gerek yatay gerekse dikey entegrasyon sağlayan otel ve seyahat acentelerinin bu durumdan büyük endişe duyduklarını düşünüyorum. Bunu yazarken, 1999 yılında terörist başı’nın yakalanıp Türkiye’ye getirilmesinden kaynaklanan ve bir anda sıfırlanan Alman grupları getiren tur operatörleri ile yaptığım görüşmelerden çıkmayan sonuçsuz çabalarım aklıma geliyor.
Almanya’nın en eski gazetelerinden olan “Der Tagesspiegel”in 1994 yılından beri Türkiye’de bulunan ve Recep Tayyip Erdoğan’ı o zamanlardan beri tanıyan ve kendisiyle iyi bir tanışıklığı olan Thomas Seibert adlı gazetecinin,dün Almanya’da yayımlanan yazısında bu ilişkilerini samimi bir dille anlatıp,kızının İstanbul’da doğup büyümesinden, enstrüman çalıp Konservatuara devam etmesine kadar olan durumu bu günlere bağlayarak Türkiye’nin demokrasiden hızla uzaklaştığını beyan etmesi neticesinde ülkeden kolvulması bizim açımızdan olumsuz durumlar yaratacak niteliktedir.
Umarım bu olumsuzluklar ülkemiz turizmine etki etmeyecek boyutlarda kalır ve turizmcilerimiz çok turistli ve karlı bir sezon geçirirler.
Mehmet Kaynak
- 2020 Bitti, ya 2021? Neler Yapmak Gerek, Direct Booking Önem Kazanıyor - 25/09/2020
- Covid -19 Süresinde Otel Personelinin Optimize Kullanılması - 09/07/2020
- Otellerde Yeni Misafir Profili - 02/06/2020