Tayland’ın güneydoğusunda, Kamboçya sınırına yakın Trat şehrinin hemen karşısında yer alan Koh Chang adasını ve de çevresini bu kez daha detaylı olarak görme fırsatını yakaladık. Bölgeye Bangkok’dan ulaşım kara ve hava yolu ile yapılıyor. Bangkok’dan 5 ya da 6 saatlik bir karayolculuğu yada 1 saatlik bir uçuş ile Trat şehrine ulaşılıp,
45 dakika kadar süren feribot ile de adaya ulaşılıyor. Bizde bu tura Bangkok trafiğinden nasibimizi almamak için sabahın 5 inde otelimizden hareket ederek havaalanının yolunu tuttuk.
Saat 9 da Bangkok’tan kalkan küçük uçağımız Trat’ın yeşillikler içindeki küçük ama sempatik havaalanına 1 saatte ulaştı. Grubumuz minivan’lara bölüştürülerek doğrudan adaya geçmek için feribota bindirildi. Fil Adası anlamına gelen ve Milli Park olan Koh Chang Tayland’ın Phuket’ten sonra ikinci büyük adası.
Feribotun ada limanına yanaşmasından sonra 30 dakika kadar yolculukla Salak Petch bölgesinde tipik bir deniz ürünleri lokantasında Tayland körfezinin zengin balık çeşitlerinden oluşan öğle yemeğimizi yedik.
Yemeğin ardından el yapımı ürünleri ile ünlü Salakkok Köyünü ve küçük dükkanlardaki ağaç, kumaş ve ipekten yapılmış el emeği turistik eşya alışverişleri yediklerimizi hazmettik. Haziran-Kasım arası yoğun yağışlı olan Tayland’ın sağanak yağmurları Koh Chang’da bu kez yoktu.
Güneşli, rutubetli ve sıcak ilk günümüzde adanın güzel koylarını gezmek üzere düzenlenen tekne turumuzda çeşitli koyları gezerek Rak ka-la el işleri köyüne vardık. Hediyelik eşya alışverişlerimiz burada da sürdü.
Günün erken başlaması ile yorgun düşen grubumuz için program değişti ve ilk geceleme otelimiz Dewa Resort & Spa Koh Chang oteline erken giriş yaparak, akşam yemeğine dek dinlenmeye çekildik. Grubumuzdan birkaç kişi dinlenme sürecini güneş akşam ufuktan kaybolana kadar tesisin güzel plajında geçirdik. Grubumuzun buyerları akşam yemeği için Koh Chang Tropicana and Resort otel tanıma gezisine hemen ardından toplantılara katılırken, bizler medya mensubu olmanın verdiği avantajı kullanarak Dewa Resort & Spa Koh Chang’ın sunduğu hizmetlerden yararlandık.
Tesisin spasının plaj bölümünde başkent Bangkok otellerinin neredeyse 10 da bir fiyatına, 1 saatlik ünlü Thai masajını yaptırıp rahatladık.
Turumuzun ikinci günü Dewa Resort & Spa Koh Chang’ın güzel kahvaltısından hemen sonra adanın yemyeşil tropikal ağaçlarla kaplı ormanlarında bulunan Tree Top Adventure Park’a ulaşılınca, grubumuzun gençleri ve heyecandan hoşlananları, ağaçtan ağaca Tarzan misali teller üzerinde kayarak yüksek adrenalin ihtiyaçlarını giderdiler. Zevkli ve eğlenceli bu maceralı “Zipline” oyununda bizler grub üyelerinin acemice düşüşlerini, yaptıkları yanlışlıkları gözleyerek eğlendik.
Koh Chang mütevazi tesisleri ile alternatif ve macera turizm ile birlikte tatil turizmi içinde kullanılabilecek bir destinasyon. Yemyeşil bir bitki örtüsü ile kaplı ada da tüm kıyı boyunu çevreleyen düzgün karayolu ile ulaşım son derece zevkli. Bu karayolunu takip ederek adanın etrafını turlayıp başlangıç noktanıza ulaşabilirsiniz. Koh Chang tam bir jungle adası. Her yer ormanlar ve yeşillikler kaplı. Trekking, climbing ve adventure turizm için ideal bir ada. Dağ motorları ile doğayı keşfe çıkıp sonrasında salıncaklı halatlarla ağaçlar arasında turlayabilir yada Fil üstünde geziye çıkıp fillerle birlikte göllerde yıkanabilir ve şelalelerin altından geçebilirsiniz.
Kıyılar çok sayıda plaj ve tesisler ile sakin tatiller için de elverişli. White Sand Beach, Kai Bae Beach, Lonely Beach, Long Beach, Coconut Beach bu plajların en ünlüleri. Ayrıca ada ve çevresi scuba için de çok elverişli.
Koh Chang adasındaki gezimizi öğlen yine feribotumuza binip karşı kıyıdaki Chantaburi bölgesine vararak tamamladık. Tropikal meyvelerin en güzellerinin yetiştirildiği Chantaburi, Tayland’ın meyve ve sebze üretim merkezi. Hazır yeri gelmişken yazalım Tayland’ın en ünlü meyveleri şunlar; Mangustin, rambutan, lichi, pitahaya, dragon, mango, durian, makarm, papaya, jack fruit, santol, longon, langast, sala, rose apple bunlardan bazilari. Hepsi değişik tatlarda ve kokularda meyveler. Bizim favorilerimiz mangustin, rambutan, lichi ve mango. Durian da içi inanılmaz kötü kokan çok lezzetli bir meyve. Ama o kokusu yok mu, insanın yiyesi gelmiyor!
Feribot ile ana karaya yanaştıktan sonra yine bir balık lokantasına gidilip hemen herçeşit deniz mahsulünün oluşturduğu zengin çeşitli soframıza kurulduk. Tayland’ın ünlü birası Singha yerine bölgenin adını taşıyan Chang birası içerek Pikul restorandan çok memnun bir şekilde ayrıldık.
Ameriklıların Sea World’une benzeyen Oasis Sea World’de yunusların gösterisi bölgenin en önemli turistik atraksiyonlarından biri. Tayland’ın en büyük Katolik kilisesini ziyaretten sonra Chantaburi’de konaklayacağımız otel olan Maneechan Resort and Sport Club otele vardık.
Turumuzun son günü şehrin mücevher fabrikasında son alışverişler yapılıp biraz da yorgun gecenin etkisi ile Grand otel’de verilen öğle yemeği pek rağbet görmedi.
Öğle yemeğinin ardından 5 saatlik uzun bir yolculuk ile Bangkok’a geri döndük.