Ülkemizin turizm gelirlerinin önemli bir kısmının deniz turizmden sağlandığına dikkat çeken DTO (Deniz Ticaret Odası) Antalya Şube Başkanı Cüneyt Koşu, turizmde Katma değerin öneminin her geçen gün daha da arttığına dikkat çekerek, “Unutulmamalıdır ki, bir dalış için ödenen para nerdeyse bir gece konaklama için ödenen para ile hemen hemen aynı” dedi.
Dalış turizmi de deniz turizmi sektörünün vazgeçilmez unsurlarından bir tanesi olduğuna dikkat çeken Cüneyt Koşu, Ülkemiz ve Antalya için dalış turizminin önemli olduğunu söyledi. Koşu “Dalış turizminde Antalya olarak öncülük yapan bir İliz. Yaklaşık 70’in üzerinde sualtı sporları işletmesi ile yerli ve yabancı Antalya’ya gelen konuklarımıza sualtının güzelliklerini gösterme şansı ve imkânı buluyoruz. Şunu da unutmamak lazım, Antalya gelen turist sayısı açısından 14 milyonları bulan sayılar ile çok sevindirici turist sayılarına ulaşmış bulunuyor. Buna bağlı olarak turizmde Katma değerin de önemi her geçen gün ortaya çıkıyor. Unutulmamalıdır ki, bir dalış için ödenen para nerdeyse bir gece konaklama için ödenen para ile hemen hemen aynı” dedi.
Almanya’da her yıl 4 milyon insanın tatilini sadece dalış odaklı yaptığını da ifade eden DTO Antalya Şube Başkanı Cüneyt Koşu “Dünyanın üst düzey gelir grubuna ait ülkelerde de durum böyle. Dünyanın çeşitli noktaları var. Maldivler, Pasifikler, Meksika, İspanya Sahilleri, Mısır gibi yerleri çok tercih ediyorlar. Ama ülkemiz ve özellikle Antalya dalış turizminde çok büyük bir alt yapıya sahip. Öncelikle biz Antalya, turizm destinasyonuyuz. Ulaşım, konaklama ve turizm alt yapımız üst seviyede. Ayrıca dalış içinde, Antalya çok yakın geçmişi ile deniz ulaşım kanallarından bir tanesi. Bu neyi getiriyor. Batıklarımız var. Kaleiçi’nin açığında 2.dünya savaşında İngilizler tarafından batırılmış San Dieder gemimiz var. Özelliğini koruması itibarıyla dünyada sayılı batıklardan bir tanesi. Kemer açıklarında 1.Dünya savaşında Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul tarafından batırılan Paris 2 batığımız var. Bunlar hikayesi olan batıklar. İnsanlar buralara dalmak ve o hikayeleri elle tutmak ve dokunmak, kalan objeleri orada görmek istiyorlar ve bu onlara çok büyük mutluluk veriyor. Bu batıkların yanı sıra çok güzel mağaralarımız var, çok özel fauna ve floramız var. Antalya sualtı değerleri ile görülmeye değer bir sualtı cennetidir” dedi.
Antalya’nın Akdeniz çanağında en temiz sahillere sahip olan bir nokta olduğunu da söyleyen Cüneyt Koşu, sualtında görüş mesafesinin çok iyi olduğu için Antalya’nın çok daha fazla tercih edildiğini belirtti. Koşu, “Antalya’nın dalış noktalarında 20 mt. ye kadar görüş mesafesi olan yerler var. Kulak, burun ağız yapısında bir aksaklık olmayan herkes dalış sporuna başlayabilir. Bunun için de ciddi eğitimler de almak gerekiyor. Her dalış bir tecrübedir. Dalış aslında bir disiplin. İnsana da çok mutluluk veren bir şey. Çünkü bilinmeyen merak edilir ve heyecanlıdır” dedi.
Deniz turizminin, turizmin olmazsa olmazlarından bir tanesi olduğunu da söyleyen Cüneyt Koşu, dalış turizminde ilgiyi arttırmak adına yeni sualtı müzelerinin de DTO Antalya Şubesi olarak kazandırıldığına dikkat çekti.
Cüneyt Koşu yaptığı açıklamasında, “Side’de ve Kemer’de açtığımız sualtı müzelerinin iki tane amacı var. Hem sualtında görülebilir obje çeşitliliğini arttırmak hem de çeşitliliği sağlayıp dalış severleri bu bölgelere çekmek. Ülkemiz, bir turizm ülkesi ve Antalya’mız da turizmin başkenti. Turizm gelirlerimiz yüksek ama yeterli değil. Bunu daha da yükseltmeye çalışıyoruz. Deniz turizmi, turizmimizin olmazsa olmazlarından bir tanesi. Antalya’nın yıllık turizm gelirinin yaklaşık % 20’si deniz turizminden kazanılıyor. Marinalar, Kurvaziyer turizm, su sporları, dalış turizmi, mavi yolculuk, Yatlar, günü birlik tur tekneleri. Bunlar tahmin edilenin çok üzerinde katma değer kazandırıyor. Bu nedenle turizm dendiğinde, otel, restaurant, eğlence yerleri dendiğinde tamam ama denizde bu işe emek sarf eden, gelen misafirlerimizi memnun etmeye ve onları heyecanlandırmaya çalışan üyelerimizin de göz ardı edilmemesini diliyorum” diye konuştu. (Halil Öncü)