İlkini 1980 yılında yaptığım kısa seyahatim sonrası defalarca gittiğim Atina’ya son olarak da 5-6 yıl önce gitmiştim. Sosyal medya üzerinden görüştüğüm Atina’lı arkadaşlarımın daveti ile geçen ay bir hafta sonu kaçamağı yarattım.
Böylelikle hem onlar ile hasret gidermek hem de değişen Atina’yı görme şansı yakaladım.
Uçak ile 1.5 saat kadar uzaklıktaki Atina’ya ulaşım her sene daha da kolaylaşıyor. Artan havayolu sayısı ve rekabetin yarattığı kampanyalar ile ucuz uçak bulma şansı artıyor.
THY’ndan biletimi aldıktan sonra Covid koşulları için birkaç kez arayıp Yunanistan’a girişte neler gerektiğini sordum. İlk seferinde aşı kartı ve PCR da gerektiği söylendi. Sonrasında sadece aşı kartının yeterli olacağı belirtilince doğrusu sevindim. Hem işleminden çekindiğim PCR için son zamlarla ciddi rakamlara ulaşan ücretinden de kurtulmuş olacaktım. Ancak Elefterios Venizelos Uluslararası Havalimanına vardığımızda aşı kartımızın yeterli olmadığı söylenerek bizleri PCR benzeri Rapid teste tabi tuttular. Neyse ki çok sayıda yolcunun olmaması nedeniyle bu işlem kısa sürdü ve hiçbir ücret istenmedi. Ama test sonucunu beklemeden sadece pasaport kopyasını ve tel numaramızı alarak bizlere giriş izni vermeleri ilginçdi. Ne otelimiz soruldu ne de evi olanların adresi.. Doğrusu test sonucumuz pozitif çıksa bizi nasıl bulabileceklerini merak ettik. Seyahat sonunda Türkiye’ye dönerken bulmaları dışında bir seçenek aklımıza gelmedi.
Havaalanı Atina şehir merkezine 30 km. Taksi ile ortalama 45 dk sürüyor. Taksi fiyatı fix tek yön 38. €. Ayrıca metro ile 10€ ve şehir otobüsleri ile 6€ ya merkeze ulaşmak mümkün.
Otelimiz şehir merkezi olan Syntagma (Parlamento)ya taksi ile 5-10 dk ve metro ile 2 durak uzakta yer alan Stratos Vassilikis idi. Atina guide’larında luxury sınıfında yer alan otel Airotel Grubuna bağlı otelin 23m2 den başlayıp 33 m2 ye ulaşan standart odalarının yanısıra süitleri de mevcut. Otelde geniş bir lobby, zengin bir kahvaltı sunan salonun dışında, alakart öğle ve akşam yemekleri de veriliyor. Bar, sauna ve hamam da içeren bir fitness merkezi, kuaför ve içinde bilardo masası, mini futbol ve oyun istasyonu bulunan geniş salon diğer özelliklerini oluşturuyor. https://www.airotel.gr/en/Stratos-Vassilikos
Kısa süreli seyahatlerimde eğer bir rehberim yoksa artık tüm Dünya şehirlerinde servis veren Hop On Hop Off kullanarak şehri tanımaya çalışırım. 24 saat boyunca ya da 2 tam günlük bilet alarak o şehri tanır ve ilginç noktalarda inerek gezer ardından aynı noktadan turuma devam ederim.
Atina’da ilk günü neredeyse tamamen Hop On Hop Off otobüsüne ayırdım. Şansımıza Şubat ortasında güneşli sıcak hava da iki ayrı tur yaptım. İlkbahardan başlayarak 4 ayrı bölgeye yapılan turlar kış aylarında 2’ye düşmüş. Üstelik 2 tur tek fiyatı ile %50 indirim ile sadece 10.-€ ya yapılabiliyor. Bahar ile birlikte tek başına 20.-€ yapılan bu turların 2sini aynı gün içinde yaparak, Atina’nın merkez ve 2004 olimpiyatlarından sonra gelişen yakın sahil bölgelerini gördük.
Girişte nöbetçi askerlerin gösterisi olan Parlamento binası ve hemen önündeki Syntagma meydanı, Acropolis tapınağı, Acropolis Müzesi, Agora, Odeon, Zeus tapınağı, Monastiraki, balık, et ve sebze & meyve pazarları, antika ve bitpazarları inip gezilecek noktalar oldu. Bir öğle yemeği molasının ardından aynı biletle bu kez Atina’nın sayfiye bölgelerine kadar ulaşan sahil yolu turunu yaptık. Olimpiyat oyunları kompleksini oluşturan stadyum, parkur ve yüzme havuzları..vd. yapıların ardından yakında çok amaçlı bir komplekse dönüşecek eski havaalanının büyük arazisindeki inşaatları gördük. Oteller, rezidanslar, AVM’ ler yapılacağı belirtilen bu dev arazideki inşaatlar bitince de görmek gerekecek.
Sahil yolunda Glyfada meydanına kadar uzanan karayoluna paralel tramvay hattı da halk için ulaşım kolaylığı sunuyor.
Hop On Hop Off’un yaz aylarında yapılan 2 ayrı tur programı daha var. Pire Limanı turu ve Glyfada’dan sonra Atina Riviera turu da ayrı turlar olarak servis veriyor.
2.gün bu otobüs turunu almayarak sabah uzun bir Acropolis tapınağı gezisi yaptık. Bundan önceki gezilerimizde yürüyerek tırmanıp yorgun argın ulaştığımız tapınak girişine kadar taksi ile gittik ve ön kapıdan bu kez dinç olarak içeri girdik.
1980 yılında bir gemi seyahatinde çok kısa kaldığımız ve Pire limanından geminin turuyla çıktığımız Acropolis’in hala daha inşaat iskeleleri arasında sergilenen tapınak ve çevresi bizi çok şaşırttı. 2022 de giriş ücreti yine kış aylarına özgü % 50 indirim ile sadece 10.-€.
Öğleden sonra Acrapolis’in bu kez arka kapısından inerek Plaka bölgesine ulaştık. Plaka’da zengin dükkan, restoran, cafe ve barların birinde, önce bizim kahveye benzeyen ama sıcak kuma konan cezvede köpürtülerek pişirilen Greek Kahvesi ile yürüyerek yaptığımız iniş yorgunluğumuzu attık. Ardından biraz daha çevreyi gezerek ilginç cafeler, barlar gördük. Öğle yemeği için de hem de tenteli bir bahçe de kurulmuş Adrianou caddesindeki onlarca restaurant arasından Kotili adlı müzikli bir taverna’da tanıdığımız Türkce sözlü şarkıları Yunanca dinledik. Ve tabi ki deniz ürünleri ağırlıklı ve mutlaka caciki de olan tatları, Blue Barbayani ile taçlandırdık.
Akşamları da Atina’da yaşayan dostlar ile beraber Yunan tavernalarında, 2 yıldır özlediğimiz Yunan lezzetleri ve Barbayani ile geçirdik. İlk akşam Akroplis Athina adlı restaurant’da 10 yıl Bangkok’da yaşayan sonra Atina ya dönen arkadaşımla gelenekselleştirdiğimiz bira seremonisini bu kez masamızın hemen karşısındaki Acrapolis Müzesi önünde tekrarladık.
Gündüz gezilerimizde Syntagma meydanı karşısındaki trafiğe kapalı ünlü Ermou caddesindeki Electra Otel’in Terra barında açık havalı masalarında dinlenip, aperatiflerimizi yudumlayarak keyifler yaptık.
Akşamları Monastraki Kinetou caddesindeki Omorfi Poli ve son akşam Plaka, Evangelistrias caddesindeki Style restaurantlarında yediğimiz, deniz mahsülü ağırlıklı akşam yemekleri hem konum, hem lezzet ve hem de makul fiyatları ile önereceğimiz mekanlar oldu.
Son gün uçağımız akşam olduğu için ve son bir “yamas” demek için otel resepsiyonunun tavsiyesi ile yakınlardaki Ta Sardelakia’da, Atina’ya geliş nedenlerimizin başında yer alan gurme turumuz ile finali yaptık.
4 milyon nüfusu ile Yunanistan’a başkentlik yapan Atina antik çağlardan bugüne kadar önemini hiç kaybetmeyerek her yıl yüzbinlerce turist ağırlıyor. Başta en büyük tapınak olan Parthenon, Herodes Atticus Tiyatrosu, Dionysos Tiyatrosu, Propylaia ve Erekhtheion tapınağı Acropolis içinde ilk görülmesi gereken tarihi yapılar.
Adını barış tanrıçası Athena’dan alan şehir, Neolitik çağdan beri yerleşik hayatını hala devam ettiriyor. Acropolis Müzesi, Agora, Odeon, Zeus tapınağı, Modern Sanat Müzesi, Benaki Müzesi ve Ulusal Arkeoloji Müzesi, şehir içinde sizi tarihe uzandıran önemli noktalar.
Akdeniz’in ılıman iklimine sahip Atina’ya yılın her mevsimi gidilir.