Yıllar, yıllar önce başlamış.
Ülkeye gelen yabancılara
yardımcı olabilmek,
sorunlarını giderebilmek.
Ve temsil edebilmek.
Yurdumuzu, layıkı ile.
Nerelerden geldik,
bu günlere.
Telefonun olmadığı,
rezervasyonların telekslerle
geçtiği günler.
Fax, büyük icattı.
NCR 42 lerden,
Sistem otellere,
Operalara, Channel manager’lar
Ve Online acentelere.
Dahası da var.
Sürekli yenilenen bir digital ortam.
Her an yeni bir kolaylık,
ve o kolaylığa bağlı,
yeni bir gider kalemi gündemde.
Oysa, tüm bu gelişmeler,
yeterince, oda satışları,
ya da gecelemelerde etkin değil.
Nasıl olsun?
Pandemi, ya da ülkeler arası
krizlere ilişkin çözümler
içermiyor, nedense bu digital gelişmeler.
Ya da markalaşmalar.
Özünde markalaşma önemli gibi görünüyor.
Marka olmak için öne sürülen
kurallar, Turizm Bakanlığı standartlarından farklı değil ki!
Örnek vermek istemiyorum,
bazı markaların öne sürdüğü koşullar, sanki 3.sınıf ülkelerde
olmayan standartları dikte ettirmek gibi.
Ya da kim bilir, yapacakları anlaşmalardan önce, bir aşağılama fırsatı gibi.
Oysa, ülkemiz adına, kötü günlerinde, çok şeyler beklerdim
bu çok uluslu markalardan.
Daha fazla katkı mesela,
Satış, pazarlama adına.
Marka olmak, doğru.
Ama marka olarak da doğru işler yapmalı.
Sadece portföy arttırmak olmamalı,
markaların amacı.
Aynı rezervasyon kanallarını
kullandırma masalı da
geçerli değil.
Hizmetinde en ufak hatası
olmayan,
odaları tertemiz,
yemekleri kusursuz,
personeli mutlu bir otel zaten marka olmuştur.
İşte bu yüzden uzun bir yol
bizimkisi.
Marka yaratabilmek!
Tek, tek de olsa..
Yeter ki, yaşasın,
Ömür boyu…
Yaşayabilsin.
Yaşatsın, çalışanlarını.
- Yanlış olmasın - 29/10/2024
- Sahiller halkın olacak! - 22/06/2024
- Burası Sultanahmet - 08/03/2024