web analytics

18 Kasım 2024, Pazartesi

BÖLÜNMEDEN YANAYIM! DERKEN BUNU KASTETMEMİŞTİK

BÖLÜNMEDEN YANAYIM! DERKEN BUNU KASTETMEMİŞTİK

Bölünerek çoğalacağız, güçleneceğiz, semireceğiz, Anadolu’da Selçuklulardan sonra ortaya çıkan beylikler gibi tüm yurda yayılacağız, bölüne bölüne…

Benim bölünmekten kastım Seyahat Acentası faaliyeti yürütmediği halde başka nedenlerle ya da asıl yapmak istediği mevcut koşullarda yapamayıp, bunu TÜRSAB belgesi alarak yapmaya çalışanlar, ya da ancak bu şekilde yapabilenleri, ilgili oldukları Bakanlıkların altında, başka birlikler kurarak Türsab’dan ayırıp, kendi konuları ile ilgili, Türsab gibi birlikleri kurmalarının onların doğal hakkı olduğunu belirtmiştim. Bölünmeden kastım buydu.

PARÇALANMAK MI İSTİYORSUN !, KOLAY, BİZ FORMÜL BULURUZ, YETER Kİ PARÇALAN!

Teknik olarak aynı işi yapan meslektaşlarımın ihtisas konuları farklı olduğu için farklı Birliklere bölünmeleri, bölünme değil parça parça olmaktır.

Örnek verdikleri için o konuda yazıyorum. Kudüs turu yapan iki acentadan birisi dini, diğeri kültürel ya da bir başka din, örneğin Hristiyan ya da Yahudi inancına yönelik bir gezi düzenliyorsa, ne yapacağız?

Sayımız bin olmadı, 600’lerde kaldık, Gastronomi işi yapan arkadaşlarımızla Kuş gözleme işi yapan ancak sayıları 450 olan meslektaşlarımız ,Bıldırcını gündüz seyreder gözleriz, akşam olunca yakalar közleriz. İşimiz bizim Bıldırcın! deyip Bıldırcın seven Seyahat Acentaları Birliği kurmaya kalkarlarsa ne olacak?

Geçelim Bıldırcın’ı, birileri ya Komünist acentacılar, Demokrat acentacılar, Pontus bölgesi acentacıları birliği, Mezopotamya, Dicle -Fırat, Botan bölgesi acentacıları birliği kurmaya kalkarsa, ne yapacaksınız?

BÖLGE BÖLGE ,LİĞME LİĞME ,ÜNİTER YAPININ BİLE KÖKÜNE KİBRİT SUYU EKECEKLERE HAYIRLI OLSUN

Kapadokya oluyor da neden ucuna Seyahat Acentaları Birliği takılarak yazılacak Pontus, Botan olmasın! diyeceklere ne söyleyeceksiniz? Etnik gruplar, cemaatler, falan filan uygun bir başlığın altında yer edinirlerse ne olacak?

Kapadokya bizim ülkemizin çok değerli bir parçasıdır, ancak resmi hiçbir kayıtta ne sınırı ,ne nüfusu ne yönetimi tarif edilmemiş bir yeri aklımıza öyle estiği için, canımız öyle çektiği için, ya da hoşumuza gittiği için, ‘’Dünya biliyor, biz yok mu diyelim!’’ mantığı ile tarif etmeye karar verdiklerinde bunu dönemin Türsab yöneticilerine bildirmiş, sakıncaları saymış ama ‘’kuruldu bile!’’ diyerek dikkate almamışlardı.

Baroları bölerken bile Ceza, boşanma, ticari filan diye ihtisas alanlarına göre bölmeye gerek duymazlarken biz neden parçalara ayrılıyoruz? TÜRSAB’ın TÜR’ünü kaldırıp kaldırmayacakları bile belli değilken , ‘’acaba kaş yapalım derken göz mü çıkarıyoruz!’’ sorusunu işin içinde olanların bir kez daha kendilerine, ve de işin ucu nerelere gider sorusunu da sormalarında yarar görüyorum.

Tatlı su aydınlarının biraz da işin bu yanını dikkate almalarında yarar var gibi.

Korunacaksa mesleğimiz korunmalı, taslağa şekil verme çabasına katılanlar ya da Türsab’ın yönetimi değil.