Güzel bir filmin adı,
Dondurmam kaymak.
İzinleri ile başlığa aldım.
Önemli günlerden geçiyoruz.
Her geçen gün,
bir gün öncesini arıyoruz.
Hani dediler ya,
fiyatları Allah belirliyor,
o günden beri etiketlere farklı
bakar oldum.
Ne de olsa kutsal değerler.
Ölçüsüz tepki göstermemek gerek.
Ya da, en azından tövbe deyip
geçeceksin.
Ne olur, ne olmaz.
Örneğin, geçen yıl kilosu
35 TL olan peynir, şimdilerde
120 TL olmuş.
Allah’ın işi deyip geçeceksin.
Öyle diyorlar.
Telkin ediyorlar.
Karşımızda küçük bir bakkal var.
Bu devirde direniyor,
süpermarketlere,
getir, götür işlerine.
Geçen dondurma almak istedim.
Dolap neredeyse boş.
Ne oldu, kalmamış birşey,
dedim.
Abi, bunlar son, haftaya dondurma yok, dedi.
Ekledi, elektrik canımıza okuyor abi,
dolabı da geri veriyorum,
bir daha da çok zor,
diye ekledi.
Cadde üstünde bir başka
tekel bayii, kapı önündeki
dondurma dolabını çoktan kaldırmıştı, onu hatırladım.
Tek tek, küçük esnaf, bakkal, büfe, dondurma dolaplarını
kaldırıyor.
Çoğu, geceleri,
içerideki dolapları da çalıştırmıyor.
Nedeni belli.
Elektrik!
Fena çarpıyor.
Dondurmam kaymak.
Güzel bir filmdi.
Küçük bir girişimci,
dondurmacı,
dev tröstlere savaş açmış,
hoş bir hikaye çıkmıştı,
ortaya.
Ne diyeyim,
dedikleri çıkıyor teker, teker.
O dondurucu dolapların,
elektrik giderlerine ortak olana kadar,
büyük firmaların işi çok zor.
Bu sadece küçük bakkalların
öngördüğü tasarruf önlemi.
Daha büyük tesisler,
oteller, restoranlar ,
okullar,hastahaneler
bakalım
nasıl başka tasarruf önlemleri
geliştirecekler.
- Erken rezervasyon - 10/12/2024
- Katarakt - 19/11/2024
- Yanlış olmasın - 29/10/2024