Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Turizm Destekleme Eğitim Vakfı iş birliğinde düzenlenen “Gaziantep Turizm Çalıştayı”nda sektörde küresel anlamda etkisini sürdüren trendlerden yola çıkılarak şehrin tanıtımı konusunda yapılması gerekenler değerlendirildi, yol haritası belirlendi.
Çalıştayda konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, geçmişten geleceğe, yerelden evrensele söyleyecek çok şeyimiz var. Bizim bir hikayemiz var. 2002’de yola çıktığımız zaman 15 yıl özel sektörde mesaimiz oldu. ‘4 T’ dediğimiz; taşımacılık, tarım, turizm, toprak diye başladık. ‘Bu şehirde turizm memleketi değil’ denilen günlerden bugünlere kadar geldik. Gaziantep’in çok ciddi bir turizm potansiyeli olduğunu söylediğimde henüz Fırat Nehri’nin eşsiz sularına ev sahipliği yapan Rumkale’den herkes bir haberdi. Yıllar önce daha yeni göreve geldiğimde şehrin yöneticileriyle birlikte bölgenin kalkınması için çalıştık. 2014 yılında Büyükşehir Belediye Başkanı olduğumda eski başkan Asım Güzelbey’in kenti getirdiği noktayı sürdürülebilir kılmak adına önemli bir başlangıç yaptık. Maalesef birçok kez gördük ki eskinin birçok kişi için bir önemi yok. Ancak kalkınma ve sürdürülebilirlik için eskiyi unutmamak gerekiyor. Küresel ölçekte şehrin kalkınması için şehir ekonomisinin ve akabinde yerel kalkınmanın sağlanmasına dönük çalışmalar yaptık. Ardından bu memleketin sanayi memleketi olduğu görüşü ortaya çıktı. Ancak yüksek teknolojiye geçmek gerekiyor. İşte dijitalleşme kavramı da tam da burada devreye giriyor. Gaziantep’te büyük bir medeniyet ve yetişmiş insan gücü var. Turizm; istihdam, ekonomi ve kentin yaşadığı birçok sorunun çözümü demektir. Kültür turizmi üzerine insanlara başka bir şey söylememiz gerektiğini gördük. Göreve geldiğimiz dönemde Gaziantep’in ve Türkiye’nin şartları kentte turizm çalışmalarını aksaksız bir şekilde yürütmeye müsait değildi, dibimizde koca bir kaos vardı, büyük bir göç vardı. Biz bu şartlarda en zoru başardık ve gayret gösterdik. Geldiğimiz noktada şimdi de 5 antik kentin restorasyonu için önemli çaba sarf ediyoruz. Rumkale – Zeugma hattı bir insanın ölmeden önce görmesi gerektiği bir bölge. Muhteşem bir doku, doğa ve kültür yer alıyor. İşte bizim bu görsel şöleni dünyaya duyurmamız lazım. Bu kapsamda Türkiye’ye en büyük cam teras için kolları sıvadık. 6 ay sonra cam terasımız hazır olacak. Herkes o cam terasta menengiç kahvesini gelip içebilecek. Rumkale’nin üstünde büyük bir yaşam var. Yeni trendlerde artık karavan turizmi yer alıyor. Daha butik yerlerde insanların lokal yaşayacağı alanlar tercih edilmeye başlandı. Memleketin gücünden tam anlamıyla haberimiz yok. Kalenin içerisinde 10 kilometreye kadar ulaşan tünellerimiz bulunuyor. Kasteller ve livaslar var. Uluslararası network’un nereye gittiğini görüyoruz. Çalıştaydan çıkan sonuçlar bizim yol haritamız olacak.