Yıllar boyu Istanbul Limanına gelen kruvaziyerlere Nuruosmaniye dükkanları büyük paralar ödedi. Rakam en son 2000 USD kadardı, bu meblağ dükkana giren otobüs başı, yani kırk turist karşılığı ödendi.
İstanbul limanına geminin uğrayacağı her tarih başında sezon öncesi Nuruosmaniye dükkanlarınca paylaşılarak ödendi.
Mesela 10 defa istanbul’a programlı 40 otobüs çıkarabilecek bir gemiye sezon başından 800.000USD ödendi.
Gemiler bu nedenle İstanbul’da artmışdır.
Sektör, ne devletten ne belediyelerden en ufak bir teşvik, kredi alamazken kendi içinden böylesi bir finansmanı yaratabilmişdir 90’lı yıllarda.
Hollandalı, Kanadalı ,İtalyan , İspanyol ne de Fransız müşterilere bu standard masrafı karşılayabilecek satış yapmak imkansızdı. Amerikalı ,Alman ve İsviçreli gibi alım gücü yüksek müşteriler satış ortalamasını yükseltir böylesi külfetli bir masrafı kurtarırdı. .. .
Bugün’e yardımcı olsun istiyorum;
Galataport projesi ile yeni İstanbul Limanı ülkemize hayırlı olsun.
İşlerin hiç kolay olmayacağı inancındayım.
Gemi müşterisi ağır ve büyük bir un çuvalıdır. Vurdukça tozar, özenle işlenmesi gerekir.
Gemi organizatörlerine ödenen bu geri dönüş garantisi olmayan ödemelerin gerçekten var olup olmadığı bizim sektörde pek dillendirilmedi o yıllar .
Detaylar en fazla 100 kişi arasında paylaşılmış, tartışılmış, kurallar koyularak operasyonlar yapılmışdır.
Bugün o eski dükkanlar olmadığı gibi o zamanki alışverişleri yapacak halı veya kuyum ‘a para ödeyecek Amerikalı, Avrupalı turist hiç yok.
Rodos’tan İstanbul’a gemi mazot yakıyor. Üstelik Türkiye de liman vergilerimiz yüksek.
Mısır ,Tunus ,Yunanistan gibi ülkeler gemilere üste para ödüyor, planlamaları kendi limanlarına yapsınlar diye.
Galataport projesi çok güzel.
Bakanımızın da anlattığı Galata ve Beyoglu Taksim kültür yolu kulağa hoş geliyor; ama hangi turiste hitap edecek önce onu bir tayin etmeli.
Gemileri getirmek durumundayız hep beraber . Gelmeleri için nedenleri çoğaltmalıyız..
Plan olarak İstanbul havaalanının gemilere yolcu vermesi ve başlangıç noktası olması düşünülüyor.
Akdeniz çanağındaki 4 veya 5 kruvaziyer şirketini Uzakdoğulu tur operatörleri ve THY üçgeninde buluşturmak uzun ömürlü olur mu, yaşayıp görmek lazım .
Samimi düşüncem; kruvaziyer şirketlerinin de kendi ülkelerinde uçakları ve havaalanları olduğudur . Hırsıza yol göstermeyelim, biz kurarız sonra onlar kendi ülkelerine bir bakmışız götürüvermişler ! ayrıca zor görünüyor hele bu pandemi ortamında..
Ama diğer taraftan; uçak filomuzu oluştururken unuttuğumuz çok önemli bir konu var.
TC Deniz yolları veya özel milli armadalar;
Kruvaziyer armadamızı bugüne kadar oluşturamamış olmamız bir ihmal, unuttuk bu konuyu.
Pandemi ortamı gemi satın almak filo oluşturmak için uygun. Çoğu armatör zor durumda kaldı. Avrupalı turistin gemilerle seyahat etmekten çekindiği bir ortamın tam ortasındayız. Şimdilik, gemileri elden çıkaracaklar veya kullanacak yer arıyorlar, ortak arıyorlar, krizden çıkış peşindeler.
Bu ortamı geçiştirebilirsek hem ülkemizdeki seyyah gruplarını hem Uzakdoğulu müşterilerimizi Ege ve Karadeniz çanağında gezdirebilecek gemilerimizle uluslararası programlar yaratabiliriz.
Gemi bakım hizmetlerinin üssü durumuna gelen ülkemiz bu konuda da hamle yapmalı, armadalarımız Akdeniz çanağını denizler üzerinde de ele geçirmelidir
Her zaman başardık, bu konuyu da başarmalıyız.
Adil Akbaşoğlu
- Film nasıl? Beğendiniz mi - 14/08/2021
- Ve Türkiye için ışıklar yandı! - 23/06/2021
- Felaketin eşiğinde değil, içindeyiz -4 - 09/06/2021