Kavala’nın 80 bin’e yaklaşan bir nüfusu var ve şehir içinde gezilecek görülecek yerler ve alışveriş olanakları çok fazla. Bir yeme içme cenneti. 4 gün boyunca inanılmaz lezzetler tattık. Şehir şarap, zeytinyağı ve balı ile ünlü. Bir de müthiş lezzetli kurabiyelerini unutmamalıyız.
Deniz mahsulleri hem mükemmel lezzetlerde ve hem de ülkemizdeki balık restoranlarına özel selamlar ilettirecek kadar ucuz sunuluyor.!! Aynı selamları içki fiyatlarını görünce de tekrarlayıp durduk. !!
Istanbul’dan yaklaşık otobüsle 6-7 saatte ulaşılıyor.Özel arabayla bu süre daha da kısalacaktır. İpsala gümrüğünden sonra çok yeni ve düzgün bir otoban ile ulaşım keyifli. Bizim birçok otobüs şirketimizin hergün bir kaç sefer yaptığı Selanik otobüsleri ile çok rahat bir yolculuk yapıldığını da önceki tecrübelerimiz doğrultusunda yazalım.
Kavala deniz ve yaz tatili turizminden kültür turizmine, doğa ve dalış turizminden inanç turizmine kadar çok sayıda turizm çeşidine ev sahipliği yapıyor.
Şehirde her keseye göre konaklama olanağı bulmak mümkün. Tarihi turistik yöreler de ilginç.
Antik şehir Filippi, geleneksel yerleşim yeri Panagia, Kavala Arkeoloji Müzesi bunların arasında ilk yazacaklarımız. 1879’da 3 bin tütün işçisi ile dönemin bölgedeki ilk grevinin yapıldığı Kavala, Osmanlı döneminde tütün deposu da olan ve bölgenin en büyük tütün fabrikasını bugün Tütün Müzesi’ne çevirmiş. Yakında yeni yerinde daha modern görünümü ile hizmet verecek müze mutlaka gezilmeli.
Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nin evi, Mısır hükümeti tarafından renove edilen simdi lüx bir otel olan medrese ve imarethanesi, kalesi ve yakın yerlerdeki tarihi eserleri, yemyeşil ormanları ve plajları ile ünlü Taşoz adası ve diğer turizm çeşitlerinin keşfi için, Kavala, mutlaka yaz aylarında da tekrar gelinmesi gerekli bir destinasyon.
1922 yılındaki mübadele sırasında Türkiye’den bir çok Rum’un yerleştiği Kavala’da Trabzon’un Maçka ilçesinden gelen ve Maçka’nın o günkü Rumca adını devam ettiren Hortokopi köyünde bugün 400 Karadenizli yaşıyor.
Köydeki kahvenin duvarlarında kemençeler, Karadeniz haritası asılı duruyor. Kahvenin müdavimlerinden Ioannis Haldikidis ve Isaak Tilikidis kemençeyle Türkçe şarkılar da seslendiriyor. Kemence sesi ve Karadeniz’in ritmli müziğini dinlemek üzere Kavala’ya gitmek İstanbullular için çok ilginç olacaktır.