Dünyanın en eski kahve markalarından olan Kurukahveci Mehmet Efendi, yerli kahve üretimi için harekete geçti.
Dünya üzerinde kendi adıyla kahvesi olan ama kahve yetiştirilmeyen tek ülke Türkiye. İklim değişikliği 1500’lü yıllardan beri Anadolu’nun vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alan Türk kahvesi gibi diğer kahve türleri için de tehlike çanlarını çaldırıyor. Son derece hassas bir bitki olan kahve ağacı, iklim değişiklerinden de en fazla etkilenen zirai ürünler arasında yer alıyor. Uluslararası Kahve Birliği’nin (ICO) raporlarına göre, 2050 yılına gelindiğinde, bugün kahve tarımı yapılan yerlerin yüzde 70’inde sıcaklık ve yağış değişimleri nedeniyle kahve yetiştirilemeyecek. Oysa dünyada en az 100 milyon aile geçimini kahveyle sağlıyor. 2021 yılında yaşanan beklenmedik don olayı, dünyanın en büyük kahve üreticisi olan Brezilya’daki kahve plantasyonlarına büyük zarar verdi.
Oysa her gün dünya üzerinde yaklaşık 3 milyar fincana yakın kahve tüketiliyor. Uzakdoğu ülkelerinde çay kültürünün yanı sıra kahve kültürünün de gittikçe yaygınlaşması, tüketimdeki dengeleri önemli ölçüde değiştirecek durumda. Yüksek nüfuslu bu ülkelerde kahve talebinin yükselmesi, iklim değişikliği nedeniyle gitgide artan çiğ kahve fiyatlarını daha da yukarıya çekiyor.
Kurukahveci Mehmet Efendi, bu öngörüden hareketle kahvenin sürdürülebilirliği adına önemli bir adım attı. Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde kahve yetiştirmek için kolları sıvayan Yaşar Dağtekin’e 2019 yılından bu yana destek olan marka, Türkiye’de yerel kahve yetiştirme çabalarının başarıya ulaşması için çalışıyor. Zira, dünyanın başka yerlerinde de benzer deneme çalışmaları yapılıyor. İtalya’nın Sicilya bölgesi, Amerika’da Florida ve Kaliforniya eyaletlerinde ile Suudi Arabistan’da kahve ağacı yetiştirme denemeleri ciddi anlamda ele alınıyor. 150 yılı aşkın süredir aileyi ayakta tutan kahveye karşı büyük sorumluluk duyduklarını kaydeden Kurukahveci Mehmet Efendi Mahdumları yönetim kurulu üyesi Mehmet Kurukahveci, tropikal meyvelerin yetiştiği Gazipaşa-Anamur bölgesinin kahve denemeleri için uygun bir bölge olacağını düşündüklerini belirterek, şunları söylüyor:
“İtalya’da bizim gibi 100 yıldır kahve ticareti ile uğraşan Morettino ailesi, Sicilya’da Palermo Botanik Bahçesi ile işbirliği içinde çalışmalar yapıyor. Kaliforniya’da tarımla uğraşan Good Land Organics çiftliği de, ilk mahsulünü 2020 yılında aldı. Suudi Arabistan’da ise bir süredir yetiştirilen kahve alanlarının genişletilmesi için çalışmalar yapılıyor. 2019 yılında Gazipaşa’da Yaşar Dağtekin’in çalışmalarını duyunca, çiftliği ziyaret ettik ve projeye destek olma kararı aldık. Özellikle sera altındaki ağaçların daha iyi mahsul verdiğini görünce, seranın yapımını üstlendik. Ayrıca, bitkilerin bakımı, yetiştirilmesi ve hasadı için gerekli olan bütçeyi de yine biz sağlıyoruz. İlk etapta 4 bin metrekare üzerine kurulan seraya 200’e yakın kahve fidanı dikildi. Seradaki fideler henüz iki yaşında olmasına rağmen bazı ağaçlarda çiçeklenme ve meyve verme başlamış durumda. Kahve ağaçlarının üç yılda ürün vermeye başladığı düşünülürse, tam anlamıyla verim almak 2023-2024 sezonunda mümkün olacak.”
Kahvenin katma değeri yüksek bir ürün olduğuna işaret eden Mehmet Kurukahveci, “O nedenle çiftçi için de çok kıymetli. Türkiye yılda 60 bin tona yakın kahve ithal ettiği düşünüldüğünde, kahvenin Türk tarımına ve dış ticaretine yapacağı katkı daha iyi anlaşılır. Her ne kadar da Türkiye’nin kendi kahve ihtiyacını karşılaması şu anda mümkün görünmüyorsa da bu denemeler başarılı olursa Türkiye’de önemli bir ilk gerçekleşmiş olacak” diyor.
Yaşar Dağtekin: Bölge şartlarına uygun yerli bir çeşit geliştirdik
Kahve üretimi ile ilgili bilgi veren çiftçi Yaşar Dağtekin, işe muz, papaya, avakado, liçi gibi tropikal meyve üretmeye başladığını belirterek, şunları söylüyor:
“Tropikal ürünlerden iyi verim alınca, ilk fidelerimizi 2019 yılında diktik. Elde ettiğimiz sonuç, bizi cesaretlendirdi. Kurukahveci Mehmet Efendi de destekleme kararı alınca, serayı yapabildik. Kahve Mayıs – Haziran gibi çiçeklenmeye başlıyor, iklime göre bir sonraki yılın Nisan – Mayıs ayı gibi de toplanıyor. Açık alandaki tecrübemize göre 11-12 ayda ancak olgunlaşıyor ama serada 9 aylık bir sürede olgunlaşacağını düşünüyoruz. Türk kahvesinin en iyi elde edildiği en iyi kalite Arabica türü kahve yetiştiriyoruz. Kendi fidelerimizi kendimiz ürettik. Dolayısıyla bu bölgenin şartlarına uygun yerli bir çeşit elde etmiş olduk.”
Prof. Dr. Hamide Gübbük: Markanın yönlendirmesi ile aldığımız sonuç mükemmel
Projenin bilimsel olarak sürekliliğini sağlamak için destek veren Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamide Gübbük ise, “Önceleri benim de çok umudum yoktu, ama markanın doğru yönlendirmeleri ile aldığımız sonuçlarını görünce bu işin olabileceğine inandık. Yaklaşık 50 ağaçtan 100 kiloya yakın kahve kirazı elde ettik. Ürünün yıkamasını, kurutmasını, Kurukahveci Mehmet Efendi’nin talimatlarını göre yaptık ve çıkan sonuç mükemmel oldu” şeklinde konuşuyor.
Fotograftakiler: Yaşar Dağtekin, Prof. Hamide Gübbük, Suna Altan, Tuğçe Karaca