web analytics

23 Aralık 2024, Pazartesi

Metropolis tarihin sırlarını aydınlatmayı sürdürüyor

Metropolis tarihin sırlarını aydınlatmayı sürdürüyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izin ve katkıları ve Sabancı Vakfı’nın desteğiyle gerçekleştirilen Metropolis Antik Kenti kazı çalışmaları, tarihin sırlarını aydınlatmaya devam ediyor. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Serdar Aybek başkanlığında, yurtiçi ve yurtdışındaki farklı üniversitelerden bilim insanlarının katılımıyla gerçekleştirilen uluslararası arkeoloji projesinin 2019 alan kazı çalışmalarında daha önce bilinmeyen yeni bir yapı keşfedildi. Keşfedilen yeni yapı, eskiçağ mimarlığı ve mühendisliği ile ilgili önemli bilgilere ulaşılmasını sağladı. Yaklaşık 400 m²’lik alana inşa edilen bina, Roma İmparatorluğu’nun son yıllarında ‘Ana Tanrıça Kenti’ Metropolis’te ihtişamlı bir yaşamın izlerini taşıyor. Çok iyi korunmuş durumda bulunan bina, kentte yaşayan ustaların ileri düzeyde mimarlık ve mühendislik bilgisine sahip olduğunu da gözler önüne seriyor. Yapıya girişin sağlandığı geniş avlunun mermer döşemelerinin altında ortaya çıkarılan geometrik bezemeli mozaikler, binanın yıkıcı bir depremle zarar gören başka bir yapının üzerine inşa edildiğini ortaya koyuyor.

Yeni bulunan binanın içinde, Metropolis’teki iki büyük hamam kompleksinin aksine, özel kullanıma hizmet eden ve “Balneum” olarak adlandırılan küçük bir hamam keşfedildi. M.S. 4.-5. yüzyıllarda inşa edilen Metropolis Balneumu’nun, küçük mekânları ve ancak bir aileye hizmet verebilecek kapasitesi ile varlıklı bir Metropolisli’nin ya da Metropolis’te yaşayan bir yöneticinin mülkü olduğu tahmin ediliyor. Balneum’un mermer avlusunun bir yanında en çok 3-4 kişinin kullanabileceği bir havuz bulunuyor. Bu havuzdan, tamamı renkli mermerlerle kaplanmış havuzlu ön odaya geçiliyor. Bu oda dar bir kapı ile girilen ılık odaya geçişi sağlıyor. Buradan da Balneum’un merkezi yıkanma kısmı olan ve içinde küvet şeklinde 2 ya da 3 yıkanma bölmesi bulunan en sıcak odasına geçiliyor. Bu odanın yanında yine ısıtılan, ancak hiçbir su bağlantısı olmaması sebebiyle ıslak mekân olarak değerlendirilmeyen bir başka oda bulunuyor. Bu odanın günümüzdeki saunalar ile karşılaştırılabilecek bir terleme odası olduğu düşünülüyor. Kazı ekibi, sıcak oda ile birlikte, günümüzden yaklaşık 1500 yıl önce mekânın yerden ve duvardan ısıtıldığını gösteren, eşine az rastlanır mühendislik harikası sistemi de sağlam olarak tespit etti.

Sabancı Vakfı’nın Metropolis Antik Kenti kazılarına 16 yıldır destek verdiğini hatırlatan Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, “Kültürel mirasımıza sahip çıkmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz faaliyetler kapsamında desteklediğimiz Metropolis kazı çalışmalarında, 2019 yılında ortaya çıkan ihtişamlı yeni bina, bu binada yer alan özel hamamın gelişmiş ısıtma sistemi; bundan 1500 yıl önce Ana Tanrıça Kenti’nde, ismine yakışır biçimde son derece gelişmiş mühendislik faaliyetleri gerçekleştirildiğini gözler önüne serdi. Sabancı Vakfı olarak destek verdiğimiz kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan yapı ve buluntularla her yıl, antik çağlarda bizlerle aynı toprakları paylaşan insanların hayatlarına bir pencere açılıyor. Her yıl bu pencereden bakmanın heyecanını yeniden yaşıyoruz” diye konuştu.

Metropolis Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Serdar Aybek de “Metropolis’te 2019 yılında gerçekleştirdiğimiz kazılarla ortaya çıkardığımız buluntularla, 1500 yıl önce Anadolu’da ne kadar gelişmiş medeniyetlerin yaşadığını bir kez daha kanıtlamaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Balneum’da keşfettiğimiz gelişmiş ısıtma sistemi, kentin ve kent halkının o dönem yaşamına dair önemli ipuçlarını ortaya koyuyor. Kentin ileri gelenlerinden birine ait olduğunu düşündüğümüz özel hamam yapısı, bugün dahi çok gelişmiş kabul edebileceğimiz bir ısıtma sistemine sahip olduklarını, temiz ve kirli suyun birbirine temas etmeden geçmesini sağlayan bir mühendislik çalışması yapıldığını gösteriyor. Önümüzdeki yıllarda gerçekleştireceğimiz kazılarla, ortaya çıkardığımız yeni bina ve içinde bulunan Balneum’un da birer parçası olduğu çok önemli bir yapı topluluğunu gün yüzüne çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.