Yunanistan’ın Midilli Adası’nda, Türkiye’den en çok turist getiren acentelerin arasında yer alan Mitilene Tours’un sahibi ve aynı zamanda Midilli Turizm, Seyahat ve Gemi Acenteleri Birliği Genel Sekreteri olan Aris Lazaris, geçtiğimiz yıl çok iyi bir sezon geçmesini beklerken, kur makası nedeniyle ada turizminin komple olumsuz etkilediğini söyledi..
Daha önceki yıllarda Türk turistin mayıs ayı ile birlikte adaya gelmeye başladığını, bu yıl 23 Haziran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi nedeniyle, mayıs ve haziran aylarında da Türk turist sayısındaki düşüşün devam ettiğine dikkat çeken Aris Lazaris, “İnsanların tatile çıkabilmesi için önce kendi bütçelerinin denk olması gerek. Bu da doğrudan ekonomi ile ilişkili. Seçim sonrasında Türkiye’de siyaset ve ekonominin nasıl bir seyri olacağı konusunda insanların kafasında bir soru işareti vardı. İlk olarak yaptıkları şey ise tatil planlarını gözden geçirmek, daha doğrusu ertelemek oldu. Neyse ki seçim sonrası belirsizlik ortadan kalkınca temmuz ayıyla birlikte bir hareketlenme başladı. Yine de önceki yıllarla karşılaştırıldığında yüzde 40’a yakın bir düşüş söz konusu. Çünkü Türk turist için Euro Bölgesi hakikaten pahalı oldu. Eskiden masaya 10 çeşit meze siparişi verilirken, şimdi 2-3 çeşitle yetiniliyor. Eskiden bir haftalık tatil programı yapan, şimdi ortalama 3 günden fazla kalmıyor” diye konuştu.
Ayvalık Jalem Tur’un Midilli Acentesi de olan Aris Lazaris, Midilli Ticaret Odası’ndan bir heyetin önümüzdeki perşembe günü (11 Temmuz) Edremit Ticaret Odası, cuma günü de (12 Temmuz) Ayvalık Ticaret Odası’nın davetlisi olarak Türkiye’ye geleceğini ve ticari ilişkilerin yanı sıra turizmin de konuşulacağını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“En başta İzmir ve Egeliler olmak üzere tüm Türk turistin kültür turizmi kapsamında adadaki Osmanlı eserlerini de ziyaret etmesini istiyoruz. Sonbahardan itibaren cazip kampanyalar düzenleyeceğiz. Zaten 10 gün içerisinde sadece adadaki Osmanlı eserlerini tanıtan bir rehber yayınlanıyor. Türk turiste ücretsiz dağıtılacak bu rehberin adanın tanıtımına önemli bir katkı koyacağını düşünüyorum. Biz de Midilli turizmcileri olarak uygun fiyatlı tur ve konaklama kampanyası ile Türk turisti adamızda ağırlamak istiyoruz. Çünkü edindiğimiz bilgilere göre; İzmirliler başta olmak üzere Türk turistler defalarca gittikleri Sakız Adası’na alternatif bir destinasyon arayışı içinde. Bu destinasyon Midilli’dir. Türk turisti sadece yaz sezonunda değil, tüm yıl boyunca adamıza bekliyoruz.”
Lazaris ailesinin Trabzon kökenli, eşinin de Türk olduğunu, bu sebeple Türkiye’yi çok iyi tanıdığını, tipik Yunanlı şivesiyle konuştuğu mükemmel Türkçe’siyle anlatan Aris Lazaris, iki yaka arasındaki turizm hareketliliğinin, Ayvalık’a geçen Midillililer lehine hayli artış gösterdiğine vurgu yaparak, “Yıllar önce Ayvalık Pazarı’nda sıklıkla görülen Yunanlıların sayısı; 2008 -2010 arası yaşanan küresel ekonomik kriz sonrası dar boğaza giren Yunan ekonomisi nedeniyle son 8-10 yıldır hayli düşük seviyelerdeydi. Geçen yıl 1 Euro 6 TL olunca karşı kıyı Türk pazarları adeta yeniden keşfedildi. Bu yıl perşembe ve cumartesi günleri bin kişi Ayvalık’a geçiyor. Salı günleri Dikili seferleri başladı ve ilk seferinde 410 kişi Dikili ve Bergama’ya gitti. Türkiye’de fiyatlar cazip olunca, acenteye gelen adalı artık çarşı, pazar alışverişinden öte ‘Türkiye’de turunuz var mı?’ diye soruyor. Türkiye’ye yönelik kültür turizmi de hareketlenmeye başladı” dedi.
Bir taraftan adalarına gelen Türk turist sayısının yeniden artması için projeler geliştirmeye çalıştıklarını, diğer taraftan sayıları gittikçe artış gösteren Ortodoks inancına sahip turistler için Türkiye’nin kendisini iyi pazarlayamadığını hayretle gözlemlediklerinin altını çizen Midilli Turizm, Seyahat ve Gemi Acenteleri Birliği Genel Sekreteri Aris Lazaris, bu turistlere yeni destinasyonlar sunulabileceğini ifade ederek şöyle konuştu:
“Türkiye’nin hedef büyütmesi lazım. Turist her zaman yeni bir şeyler görmek, öğrenmek ister. Naçizane önerim, bu eşsiz coğrafyadaki toprakları ve değerlerini gerçekten sahiplenin. Toprak, benim denilmekle sahiplenilmez. Anadolu’dan nice medeniyetler geldi, geçti. Bu tarihin araştırılması, üzerine gidilmesi, detaylandırılması ve öğrenilmesi gerekiyor. Çünkü tarih, turizm içinde her zaman çok satar. Bu tarihi dünya pazarına açtığınız ölçüde bu toprakları sahiplenmiş olursunuz. Bunu yapılamamasını hâlâ anlayabilmiş değilim. Örneğin, ‘Noel Baba nerede yaşadı?’ diye sorduğumda, Türkiye’deki çoğu insanın bunu bilmemeleri bana çok tuhaf geliyor. Bazıları Demre’de yaşadığını söylüyorlar. Ama Demre değil, Kayseri’de yaşadı Noel Baba. Bizde Noel zamanı çocukların söyledikleri bir şarkı vardır, ‘Aziz Vasilis Kayseri’den geliyor’ diyor. Yani Yunanistan’da kime sorarsanız, size Noel Baba’nın Kayserili olduğunu söyler. Belgelerle kanıtlı bu. Bir tanıtım atağıyla, bir Ortodoks azizi olan Noel Baba’nın (Aziz Vasilis) Kayserili olduğunu kabul ettirmek çok basit. Ama bu yapılmıyor. Demek ki Kayseri’ye turistin gelmesini istemiyorlar diye düşünüyorum. Eğer bu yapılsa Ortodoks turistler buraya akacak ama kimse böyle bir çalışma yapmıyor, yapmak istemiyor. Ortodoks turist deyip de geçmeyin. Rusya ve Balkanlar’da 400 milyon Ortodoks nüfusu var. Bunu göz ardı etmek Türk turizmi adına büyük bir eksiklik.”
Geçtiğimiz pazar günü (7 Temmuz) Yunanistan’da erken genel seçimlerin yapıldığını ve Yeni Demokrasi Partisi’nin tek başına hükümet kuracak çoğunluğu elde ettiğini, ekonomik krizlerden bunalan ülkesinin artık geleceğe umutla bakmaya başladığını söyleyen Aris Lazaris, “Türkiye’de de ekonominin bir an önce düzlüğe çıkmasını arzu ediyoruz. Karşılıklı ilişkiler ancak bu durumda gelişebilir. Ben mevcut kapı vizesinin devamından yanayım ama seneye bu uygulama kalkacak gibi görünüyor. Bunun için gerekçeleri, kapı vizesi alarak gelen birkaç kişinin geri dönmemesi. Bu oran yüzdelik bile değil, binde 1 oranında da değil ama Almanlar ne derse o oluyor. Aslında nasıl ki yeşil Türk pasaportlarına vize muafiyeti varsa, normal pasaportlara da en azından adalar için farklı bir uygulama olmasını çok isteriz, ama Yunanistan’ın elinden gelen bir şey yok. Oysa Yunanistan ve Türkiye arasında özel bir anlaşma neden olmasın. İki ülke arasında karşılıklı gelir söz konusu, ticaretin gelişmesi için insanların karşıya geçmesi gerekiyor. Bana göre özellikle adalara böyle bir politika gerekli, inşallah olur” dedi.
Mülteciler konusundan muzdarip olan ülkelerin sadece Türkiye ve Yunanistan olduğunu ve bu sorun karşısında birlikte hareket edilmesi gerektiğini de savunan Lazaris konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
“Bana göre bu konuda yapılması gereken ilk iş, bütün ülkelerin Suriye’deki savaşın bitmesi için el ele vermesi. İstenirse bu savaş bir ayda biter. Suriyeliler de tekrar geri gönderilir. Diğer taraftan mültecilerin şunu bilmesi lazım. Avrupa’da iş yok. Bunların tamamına yakını ekonomik mülteci. İş bulmak hayaliyle Avrupa’ya ulaşmaya çalışıyorlar. Onları birilerinin bilgilendirmesi gerekiyor. Bu işi kaçakçılara bıraktığınız takdirde sayıları her geçen gün artar. Mülteci Avrupa’ya geldiğinde iş bulamayacağını ve burada sürüneceğini bilirse, o zaman kimse evini terk etmez, maceraya atılmaz diye düşünüyorum. Bu konuda özellikle basına büyük iş düşüyor. Bu bilgilendirmenin yapılması gerekiyor.” (Fulya Omaç)