Sangkranta bir Güney Doğu Asya ülkeleri festivali. Tayland, Myanmar, Laos ve Kamboçya’da her yıl kutlanan bir yeni yıl bayramı olan Sangkranta, bu ülkelerde Nisan ayı ortalarında gerçekleşiyor. Sangkranta aynı zamanda bir su festivali olarak da biliniyor. Festival boyunca inanılmaz su savaşları yapılıyor.
Birkaç yıl önce Tayland Pattaya’da ilk deneyimimizi yaşadığımız bu festival ve yeni yıl kutlamaları için bu yıl Kamboçya’dan davet aldık.
Sangkranta her yıl bu ülkelerde farklı şehirlerde ve birbirine yakın tarihlerde kutlanıyor.
Kamboçya bu yıl Sangkranta için Siem Reap şehrini seçmiş. Kamboçya’nın en ünlü turizm ürünü, UNESCO kültür mirasına sahip Dünyanın en büyük tapınağı olan Angkor Wat’ın yer aldığı Siem Reap, aynı adı taşıyan bölgenin de başşehri.
Festival bu yıl 14-16 Nisan tarihlerinde üç güne programlanmış. Kamboçya’ya gidebilmek için önce en yakın şehir olan Bangkok’a ulaştık.Tayland da bu yıl festivali 12 Nisan’da başlattığı için bir gün de olsa Bangkok’da kısmen su savaşlarını izleyebildik. Pattaya’da izlediğimiz gibi Bangkok’da da festival birbirlerini su tabancaları ile ıslatan insanların eğlencesi şeklinde sürüyordu.
Siem Reap’da ise bizi daha resmi ve geleneksel din ağırlıklı programlanmış bir üç gün bekliyordu.
İlk gün iki Budist kız kardeşe adanmış olan Preah Ang Chek ve Preah Ang Chom Tapınağı’ndaki dua seremonisine katıldık.
Sonra Siem Reap Sangkranta festivali’nin açılış töreni gerçekleşti. Yine dini bir tören havasında geçen açılışa şehrin vali ve üst düzey yöneticileri de katıldı. Kamboçya’nın ünlü apsara kızlarının dansları ile süren açılış sonrası yeni yıl kutlamalarına geçildi.
Bu yılın sembolü olan Altın Domuz kutlamaları için start verildi.
Şehrin merkezindeki geniş bir meydanın her köşesi ayrı tören ve kutlamalar için ayrılmıştı.
Şehirdeki tüm önemli caddelerde büyük panolar ile üç günlük programların detayları, yönlendirmeler ve bilgi akışı ile Siem Reap’taki Sangkranta’nın çok daha organize programlanmış olduğunu gördük.
Günlük programların ardından ilk günün akşamı su savaşları da başladı. Herkes eline çeşitli ebatlarda su tabancası alıp, birbirlerini geri kalan üçgün boyunca sabahtan gece yarılarına kadar tepeden aşagı sırılsımlak yaparak ıslatıp durdu.
Bir eğlence havasında geçen bu savaşlara, Kamboçya’nın her şehrinden gelen yerli vatandaşlar ile birlikte şehre gelen çok sayıda farklı ülkeden gelen turistler de katılıyordu.
Ancak Tayland’daki su ile ıslatma savaşlarından farklı olarak Kamboçya’da suya çeşitli renklerde boya katılmaması eğlencenin dozu açısından daha iyi idi.Tayland’da boyalı su ile rahatsızlanan, göz ve kulak enfeksiyonlarına kapılanların sayısı çok fazla olmuştu.
İkinci gün şehir merkezine fazla uzak olmayan Kampung Plok adlı yüzen evlerin olduğu köy ziyaret edildi. Mekong nehrinin kolları üzerinde kurulmuş şehir uzun ağaçlar üstünde konuşlanmış evlerden oluşuyordu. Henüz yağmur mevsiminin başlamamış olması ile evler sular altında değildi ve balıkçılık yapılan göle ulaşan nehir de sığ ve taşmamışdı.
Balık çiftlikleri ve buralardaki yerleşim yerleri, restoranlar Siem Reap’ın bir diğer turistik bölgesi olarak konuklarına ev sahipliği yapıyor.
İkinci günün öğleden sonraki etkinliği yine aynı meydanın bir caddesindeki geleneksel halat çekme yarışması idi. Yerel kıyafet giymiş kızlı erkekli yarışmacılar bir tören havası içinde halatı çekip ve güçlerini göstermek için yarıştılar.
Gün batımı öncesi bir Güney Asya ritüeli olan fener yüzdürme programına katıldık. Çiçekler ile süslenmiş fenerlrden alıp dielklerimizin gerçekleşmesi için duamızı yaparak fenerimizin mumunu yakarak yakındaki derenin sakin sularına bıraktık.
Ardından gece boyunca durmadan süren su savaşlarının arasından dikkatlice, ıslanmadan geçerek gece pazarlarını gezdik.
Üçüncü ve son günümüzde sabah şehir merkezine çok yakın Kültür Köyünü ziyaret ettik. 210.000m2 lik bir alana yayılmış bu köyde, hayvanat bahçesi, botanik bahçesi, eğlence mekanları, dini ve geleneksel törenlerin yapıldığı tiyatro sahneleri çok sayıda insan ve hayvanlardan oluşmuş metal, çiçek ve ahşap heykeller…ile ziyaretcilere gün boyu zaman geçirmeleri sağlanmış.
Bu köyde gördüğümüz bir kamboçya gelenkesel evlilik törenini öğleden sonra yine şehir merkezinde bir başka budist evlilik töreni şeklinde izledik. “Budist Bathing” diye adlandırdıkları dini tören de daha ciddi bir gelenek olarak yıllar boyu sürdürülüyor.
Her bütce’den konaklama olanağı bulunan ve milyonlarca turistin ziyaret ettiği Siem Reap’ta biz bu sefer Smiling Hotel de konakladık. Yemekler içinde iki restoranı tavsiye edebiliriz.Siem Reap Bitter Gourd Hot Pot ve Neary Khemer Restaurant.
