web analytics

Tarihi Çınar Otel’in Sonu

Tarihi Çınar Otel’in Sonu

Türkiye’nin otelcilik tarihinde önemli bir yere sahip olan Çınar Otel, yeni bir dönemece girdi. İstanbul Yeşilköy’de 1958 yılında açılan ve 65 yıl boyunca şehrin simge yapılarından biri olarak kabul edilen bu beş yıldızlı otel, Özbek bir aile tarafından satın alındı. Ancak bu satışın ardından otelin yıkılacağı açıklandı.

Çınar Otel’in Tarihi Serüveni

Çınar Otel, 1950’lerin başında Haydar Çınar tarafından kuruldu. İlk olarak 15 odalı bir otel olarak inşa edilen bu yapı, 1956’da iş adamı Tevfik Ercan ve kardeşleri tarafından satın alındı. Ercan ailesi, oteli yıkarak yerine daha büyük ve modern bir otel inşa etti. 1958’de açılan otel, hızla popülerlik kazandı ve 1959’da düzenlenen Bilderberg Toplantıları’na ev sahipliği yaptı.

60’lı ve 70’li yıllarda İstanbul’un elit kesiminin uğrak yeri olan Çınar Otel, 1980’lere kadar popülaritesini korudu. Ancak, bu dönemden sonra yeni otellerin açılması ve Ercan ailesinin mali sıkıntıları otelin çekiciliğini azalttı. 1988’de Tevfik Ercan’ın iflası sonrasında otel, çeşitli sahiplerin eline geçti.

Yıkım Kararı ve Tepkiler

Yeni sahipleri Özbek ailenin aldığı yıkım kararı, İstanbul’un tarihi ve kültürel dokusunu kaybetme endişesini beraberinde getirdi. Sosyal medyada ve yerel topluluklar arasında bu karar, büyük üzüntüyle karşılandı. Çınar Otel’in yıkımı, şehrin tarihine veda anlamına geliyor.

Otelin yıkım süreci, iki ay içinde başlayacak. Yeni sahipler, yıkımın ardından aynı arazi üzerine modern bir otel inşa etmeyi planlıyorlar. Ancak, bu değişim İstanbul’un tarihi siluetinin bir parçasının kaybolması anlamına geliyor.

Çınar Otel, geçmişte birçok yerli ve yabancı ünlüyü ağırlamasıyla biliniyordu. Otelin duvarları, bir zamanlar dünyanın dört bir yanından gelen konukların hikayeleriyle doluydu. Şimdi ise, bu duvarlar yıkılarak yerini yeni bir hikayeye bırakacak.

Bu yıkım, sadece bir otelin sonu değil, aynı zamanda İstanbul’un tarihi dokusunun bir parçasının kayboluşu olarak da görülüyor. Çınar Otel’in yıkılması, şehrin kültürel mirasında önemli bir kayıp olarak tarihe geçecek.