175 yıl önce ilk paket turlara başlayan ve günümüzün en büyük tur operatörü Thomas Cook’un iflası geride bir çok artçı iflasları da birlikte getirdi. İngiltere’den sonra, Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya ve Polonya gibi kitle turizmi yapan ülkelerdeki önemli tur operatörleri de iflaslarını açıkladılar. 28 milyon yolcusu olan bir tur operatörünün iflasının diğer ülkelere de sıçraması anormal bir durum değil. Şurası muhakkak ki, bu durumdan dünya turizmi çok etkilenecek ve özellikle sahil kesiminde yerleşik oteller tüm programlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaklar veya tesislerini satma yoluna gideceklerdir.
TİK(Turizm İstişare Kurulu)’e göre Thomas Cook Türkiye’ye yılda 2 milyon turist getiriyor ve halen Türkiye turizmci ve otellerine 350 milyon Euro borcu var. Bu borcun turizmcilere nasıl ödeneceği konusunda herhangi bir bilgi olmamakla birlikte Bakan Ersoy’un dediğine göre 50 milyon Euro tutarında bir destek ödemesi öngörülüyor. Türkiye’nin İspanya’dan sonra bu durumdan en fazla etkilenen 2.ülke olduğunu belirterek, özellikle otelcilerin 2020 yılı için yaptıkları yatak kontenjan anlaşmalarının ne olacağını, açığın nasıl kapatılacağı hakkında bakanlığın ne düşündüğünü kamuoyuna açıklaması yerinde olur düşüncesindeyim.
Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının otellerden almaya başlayacağı yıllık kesintilerin ertelenmesi veya kaldırılması ilk önce yapılması gereken bir önlemdir. Ayrıca, Turizm Bakanlığının 50 milyon euro’luk destek ödemesini en azından 100 milyon euro’ya çıkarması ve bu desteği krizden en fazla etkilenen otellere ve turizmcilere adil ve acil bir şekilde dağıtması gereklidir.
Geçen hafta tatilimi geçirdiğim Side’de ki bir otelin Thomas Cook iptallerinden bir haftalık kaybının 2.5 milyon Euro olduğunun altını çizerek,bakanlığımızın bu konuya çok acil bir şekilde el atması ve otelcilerin,turizmcilerin bu zor durumlarında yanlarında olmasını diliyorum.
2020 yılı ve daha sonrası için Turizm Bakanlığı özellikle alternatif pazarlar ve turizmler üzerinde çalışmalar yaparak,kültür,kongre,sanat,eğlence,gastronomi konularına ağırlık vermeli,kitle turizminin kaybını bu şekilde azaltmaya çalışmalıdır.
Yeni pazarlar olarak, Güney Kore,Japonya,Hindistan,Çin gibi ülkelerde Turizm Ajansının işlevlerinin daha çok olması bireysel turizmin de gelişmesine bir yerde katkı sağlayacaktr.
Sezon dışı aylarda kapalı grupların,incentive turizminin geliştirilmesi ve konaklamaların altyapıları sağlam,tam teşekküllü sahil otellerine de kayması alınacak önlemler arasında gösterilebilir.
Bir turizmci olarak 1990’lı yıllarda Almanya ağırlıklı, İsrail,G.Afrika,İngiltere,Avusturya gibi ülkelerden özellikle sezon dışı aylarında, gerek Anadolu dini ve kültür turları gerekse 7 günlük İstanbul turları pazarlayarak çok sayıda turisti Türkiye’ye getirdim. Bu günde aynı şeylerin yapılabileceğine inanıyorum. Kaldı ki, bizler o zamanlarda de bakanlıktan destek değil tam aksine köstek gördüğümüzü de belirtmek zorundayım.
Turizm Bakanlığının ve sayın Bakanımızın da bir turizmci olarak ani patlayan bu krize el atarak,turizmci ve otelcilerin krizden 2020 yılında en azından etkilenmelerini sağlayarak çalışmalar yapacağına ve maddi desteklerin yükseltileceğine inanıyorum. Aksi takdirde 2020 ve daha sonrası telafisi çok zor kayıplara ve ülkesel iflaslara neden olacaktır.
- 2020 Bitti, ya 2021? Neler Yapmak Gerek, Direct Booking Önem Kazanıyor - 25/09/2020
- Covid -19 Süresinde Otel Personelinin Optimize Kullanılması - 09/07/2020
- Otellerde Yeni Misafir Profili - 02/06/2020