Turizm İstişare Kurulu olarak, yaşanan bu olumsuz gelişmenin ardından yaptığımız hasar tespitinin en çarpıcı unsurları şunlardır:
1- Thomas Cook, ağırlıklı olarak tur operatörünün başta konaklama olmak üzere tedarikçilerle doğrudan sözleşme ve fatura ilişkisi kurarak çalışması nedeniyle Türk turizm sektörüne 350 milyon Avronun üzerinde borcu olduğu tahmin edilmektedir. Bu borcun yakın ve orta vadede tahsilinin imkânsız olması bilinen bir gerçektir. Alacaklarını alamayan özellikle küçük işletmelerin yaşayacağı finansal sorunlar tahmin edilenden çok daha büyük olacaktır.
2- Önümüzdeki sezon için yapılmış sözleşmelerin uygulanamayacak olması, bu sözleşmelerde yer alan erken rezervasyon, avans, peşin ödemelerin gerçekleşmeyecek olmasının kış sezonunda yaratacağı ek finansal yük ve sıkıntılar vahim sonuçlar doğuracak büyüklüktedir.
3- Pazarda bir anda oluşan 2 milyon civarı yolcu eksikliği, arz talep dengesini bozacaktır.
Yaşanan iflas, turizm sektörünün tüm bileşenlerini olumsuz biçimde etkileyeceği gibi turizm sektörüne tedarik ve hizmet sağlayan 50’den fazla sektörün de önemli ölçüde etkilenmesine neden olacaktır. Yaşanan bu olumsuzluk ayrıca, sektörde çalışan kesimi, küçük ve de orta büyüklükteki tedarikçilerinin zor durumda kalmalarına da neden olacaktır. Bu nedenle çok hızlı hareket edilerek önlemler alınmalı ve hayata geçirilmelidir.
Bu itibarla, acilen alınması gereken önlemler olarak Turizm İstişare Kurulu aşağıdaki önerileri Bakanlığımız ve tüm ilgililerin dikkatlerine sunmaktadır:
1- Yaşanan ve yaşanacak finansman yükünün hafifletilmesi için öngörülen 50 milyon Avro kredi olanağının çok daha yukarı seviyelere çıkarılması ve faiz ve geri ödemelerin zorlukları göz önünde bulundurularak 3 yıl geri ödemesiz, uzun vadeli ve düşük faizli planlanması büyük önem taşımaktadır.
2- Kredi kullanımında küçük işletmelere öncelik tanınmalıdır.
3- T.C. Cumhurbaşkanlığı, T.C. Dışişleri Bakanlığı ile T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca, Türkiye adına mağdur alacaklılar için İngiltere, Almanya ve ilgili ülkeler nezdinde girişimde bulunulması ve tahsil edilemeyen alacakların tahsili konusunda devletimizin liderlik yapması sektörümüz açısından son derece önem taşımaktadır.
4- Tahsil edilemeyen miktarların şüpheli alacak olarak değerlendirilmesi bunun yanında bugüne kadar faturalanarak tahakkuk ve hatta ödemesi gerçekleştirilen KDV tutarları konusunda mahsup etme ve hibe benzeri bir yöntemle işletmeler adaletsiz oluşan bu yükten kurtarılmalıdır.
5- Rakip ülkeler pazarda oluşan boşluğu doldurmak üzere seyahat acentalarını pazarlama konusunda destekleyeceğinden, ülkemiz de bir an önce yeni tur operatörü anlaşmalarını teşvik etmelidir. Türkiye’nin turizmde rekabet ettiği ülkelerin ivedi bir şekilde teşvik vereceği dikkate alınarak sağlanacak teşviklerin hızlı biçimde hayata geçirilmesi önem taşımaktadır.
Turizm İstişare Kurulu, yukarıdaki önlemlerden belki de daha önemli olanın, yaşanan zorluklardan çıkarılacak dersler olduğunu düşünmekte, mevzuatta gerekli düzenlemeler yapılarak sektörün örgütlenmesi tamamlanmalı, yabancı tur operatörlerinin temsilci ve sorumlu seyahat acentası olmadan Türkiye’de tahsis sözleşmeleri yapmasının önlenmesi ve çağdaş teminat sistemlerinin devreye girmesi olduğu görüşündedir.