web analytics

Turizme Hollywood dopingi

Turizme Hollywood dopingi

Hollywood’un film platolarını ve mekânları belirleyen karar verici konumundaki “Mekân Kâşifleri” ülkemizin doğal platolarını incelemeye geliyor. Bu gezi, birçok filmin Türkiye’de çekilmesi anlamına geliyor. Film mekânlarının kısa sürede turizm merkezi haline geldiği gerçeği göz önüne alınınca da gelen kişilerin ülkemize turizmine Hollywood dopingi yapması bekleniyor.

Paramount, Universal, Warner Bros gibi, dünya devi şirketlerin sinema filmi, reklam filmi ve belgesel çekimi gibi konulardaki mekânları belirleyen kişiler 10 gün süreyle Anadolu’yu tarayacak. Türkiye Film Komisyonu Derneği Başkanı Sait Yardımcı’nın davetlisi olarak düzenlenen geziye, Los Angeles şehrinde merkezi bulunan (Managers Guild International) Uluslararası Mekân Yöneticileri adlı kuruluşun Başkanı Mike Fantasi başkanlık yapıyor. ABD’li heyeti ülkemize davet eden Başkan Sait Yardımcı, gezi ile ilgili söyle bilgi veriyor; “Bu gezi, Türkiye’yi film platosu olarak dünya film endüstrisine tanıtmak açısından son derece önem taşıyor. Çünkü dünya çapında turizmi canlandırması ve en iyi tanıtım yollarından birisi de, film endüstrisidir. Uluslararası ün kazanmış birçok Hollywood filminin çekildiği mekânlar yıllar geçse bile unutulmaz. Bu mekânlar iyi bir turizm öğesi olarak turistleri cezbeder. Ülkemizde de yabancı turistleri cezbedecek tarihi, doğal ve kültürel değerler sayılamayacak kadar çok. Biz Film Komisyonu Derneği olarak bu mekânları yabancı film yapımcılarına aktarmak için çalışıyoruz.”

Hollywood’tan gelecek olan heyette aralarında dünya devi film şirketlerinin yanı sıra HBO, Netflix ve Apple TV gibi kuruluşların da film lokasyonlarını belirleyen üst düzey direktörler de var” diyen Yardımcı “Bu gezide Hollywood karar vericileri ülkemizi daha yakından tanıyacak. Konuklar İstanbul, Çanakkale. Kuşadası, Pamukkale, Konya, Kapadokya ve Ankara’yı gezecek. Hollywood’tan gelen misafirler, Ülkemizin güzelliklerini yerinde inceledikten sonra İstanbul’a dönecek. Burada Türk film sektörünün yetkilileri ile ikili görüşmeler yapacaklar. Ardından da Türkiye Film Komisyonu Derneği olarak düzenleyeceğimiz seminere katılacaklar. Seminer de Hollywood ile Yeşilçam arasındaki ilişkileri artırıcı görüşmeler olacak. Bu film platoların lokasyonlarına karar verenlerin tavsiyeleri üzerine ülkemizde yapılacak çekimlerden sayısında belirgin bir artış bekliyorum. Bana göre turizme büyük katkı sağlayacak bu gezi en iyimser bir yaklaşımla 5 yılda 1 milyar dolarlık bir döviz girdisi sağlanması içten bile eğil” derken gelecek kişilerin ülkemiz tanıtımı için son derece önemli olduğunun da altını çiziyor.

Turizm endüstrisi, geçtiğimiz günlerde tarihindeki en büyük iflasla karşılaşmış ve Thomas Cook şirketi, önce İngiltere, ardından Almanya, Belçika, Hollanda, İsviçre, Avusturya ve Polonya pazarlarında iflasını açıklamıştır. Yaşanan iflas, ülkemiz turizm sektörü için olağan dışı bir durum oluşturmaktadır.

Türkiye’ye bu pazarlardan yılda yaklaşık 2 milyon turist getiren, Thomas Cook’un pazardan çekilmesi, Türk Turizmi için ciddi bir krizdir. Thomas Cook’un pazar bazlı koltuk kapasiteleri dikkate alındığında Türkiye, İspanya’dan sonra en çok etkilenen ikinci ülke konumunda bulunmaktadır. Bu krizin doğru algılanması, mevcut ve takip edecek artçı etkilerinin anlaşılması doğru tedbirlerin alınması halinde görülecek zararların azaltılması mümkün olabilir. Bu nedenle, önce durumu ve sorunu doğru tespit etmek ve akabinde etkili çözüm yollarını ivedi hayata geçirmek son derece önem arz etmektedir.

Krizin doğması ile ortaya çıkan kaosta doğru adımlar atmamak doğan zararın daha da büyümesine yol açabilir. İflasın açıklanması ile İngiliz ATOL/CAA ve Alman Zürich Versicherung muhatap haline gelmiştir. Bu iki kurumun sorumluluğu, açıklama yapıldığı an itibarı ile doğmuş olup sadece iflas duyurusunun yapıldığı tarihin ilk günü itibarı ile paket tatillerini geçirmekte olan Thomas Cook yolcularının kalan konaklamaları ile geri dönüş transfer ve uçak yolculuğunu içermektedir. Bu hususu akılda tutarak, mevcut yolculardan kapsam içinde olmayanların o an itibarı ile doğan konaklama borçlarından muaf tutulmalarının başta Bakanlığımız tarafından talep edilmesi ve bu talebin sektörce desteklenmesi, sektörümüzün yeni bir fedakârlığı üstlenmesi anlamını taşıdığı unutulmamalıdır.

Aynı durumdaki İspanya, Yunanistan gibi ülkelerde mevcut yolculardan tahsilat yapılması yönteminin benimsendiği düşünüldüğünde, sektörümüzün, bu zor durumda dahi üzerine düşenden fazlasını yaptığı, el birliği ile Türk misafirperverliğinin gerektirdiği şekilde konuklarını ağırlayarak başarılı bir sınav verdiği gerçeği takdir edilmelidir.