web analytics

Ulusoy suskunluğunu bozdu

Ulusoy suskunluğunu bozdu

TÜRSAB eski Başkanı Başaran Ulusoy suskunluğunu bozarak bir açıklama gönderdi.

İşte Ulusoy’un açıklaması

 

Saygıdeğer Meslektaşlarım,

TÜRSAB’ın kurulduğu ilk günden bugünlere kadar zaman zaman üye olarak, zaman zaman da muhasebeye tüm gücümle emek verdim. 1991-1993 ve 1999’dan 2018 Şubat’ına kadar olan dönemlerde aralıksız başkanlığınızı yaptım.

Gönlüm bu şekilde sizlere yazı yazmak, sizlere bilgi vermek hiç istemezdi. Fakat endişelerim ve sabrımı zorlayan hadiseler olmuştur. Bu bakımdan sizlere bilgi arz etmeyi uygun buldum.

Çok değerli Meslektaşlarım,

Ben bilindiği gibi bu genel kurulda aday olmadım. Değişim dediler, neyi değiştirdiler? Çünkü bugün yönetimin başında olan arkadaş son 20 senenin hemen hemen hepsinde benimle beraber yönetim kurulu kararlarına imza atmış, görev yapmış, beraberce paylaşmışız. Ama değişim buysa bunlar evvela kendi kafalarını değiştirmeleri lazım. O bakımdan benim burada sabrımı zorlayan, 9-10 aydır konuşmamam demek yalanları suçlamaları kabullenmem anlamına gelmesin.

Sabretmem TÜRSAB’ın her daim konumunu eşit derecede herkes adına korumam içindir. Sabretmem TÜRSAB’a yara aldırmamak içindir. Sabretmem yılların birikimini yol gösteren birisi olarak icap etmesi gereken bir davranış içinde olmam demektir.

Ama maalesef bize sabrımızı zorlattılar. 9 ay zarfında denilmedik yanlış, denilmedik yalan bırakmadılar.

TÜRSAB tarihinin gelmiş geçmiş en zayıf, tecrübesiz, liyakat olmayan bir idare, şu anda 1972’de kurulmuş olan TÜRSAB’a yara aldırmıştır.

Evet mahkemelere intikal edenler var. Bizim haklı olduklarımız var. Arkadaşlar kendilerini haklı görüyorlar, ki bize göre böyle bir hakları yok. Allah bize TÜRSAB’ın bir kuruşunu nasip etmesin.

Endişem var! TÜRSAB’a kan kaybettiriyorsunuz.

Endişem var! TÜRSAB’I bölüyorsunuz.

Endişem var! Üyelere yanlış bilgi veriyorsunuz.

Başarısızlıklarınızı bize yükleyerek elde edemezsiniz.

Başarısızlıklarınızı bizi yerden yere vurarak elde edemezsiniz. Hak ve ah yerde kalmaz!

Vefasızlık örneğini Türkiye’de hiç bir camia bu şekilde görmemiştir. Ben yaptıklarınızdan ve söylediklerinizden utanıyorum. Sizi de vicdanınızla baş başa bırakıyorum.

Evet görev değişikliği oldu. Camia bugünkü yönetimi seçti. Biz nezaketimizi bozmadan yeni seçilen arkadaşları Çetin Bey ile beraber ziyarete gittik. Kendisine hesapların hepsini bildiği halde tekrar ne icap ediyorsa bize sorun ama yine bildiğinizi yapın dedik. Kendisi de bize ‘merak etme başkan biz size müracaat edeceğiz biz sizinle görüşeceğiz’ dedi. Gidiş o gidiş… Ondan sonra ne telefonlarımıza çıkmak var, ne konuşmak var. Bir defa yemek yedik. Yediğimiz yemekte de gayri ciddi ben güya kağıt peçeteye notlar yazmışım. O zaman ben notları şimdi sizlere takdim edeceğim.

Seçilir seçilmez arkadaşlar, ben Sayın Bakan’a mektup yazdım. Denetim istedim. Dönemlerime ait tüm denetimlerin yapılmasını istedim. Numan Kurtulmuş Bey’e 7 Mart 2018 tarihinde yazı yazarak teftiş istedim. 11 Mart’ta hesapları bildiren bir yazıyı Bakan Bey’e yazdım. 22 Mart’ta Y.K. Başkanı’na bir mektup yazdım. Bütün hesapları ve çağırın bizi dedim. 25 Mayıs’ta teftiş raporunu Turizm Bakanlığı’nın müfettişleri Bakanlığa verdiler. Biz de raporun 25 Mayıs tarihinde idari ile ilgili müfettişler tarafından olanı biliyoruz.

Bütün hesapları verdik. Pideciye, lokantaya olan borçları dahi ödememekte niye zorluk çıkartıyorsunuz?

Ben sabrımın neticesinde olanları söyleyeyim. 20 yılda biletleri TÜRSAB olarak biz aldık. Biz üyelerimize verdik ve hizmette kusur etmedik. 20 yılda ilk defa zam oldu. Şimdi ise 6 ay. Mart ayında ihale alınıyor, Eylül ayında 6 ay sonra %50 zam yapılıyor. Zamlar TÜRSAB’a sorulmadan yapılmazdı. Zaten yaptırmazdık. Sektör sıkıntıdayken zam olur mu? 9 yıllık hesabı biz yaparak ihalede arkadaşlara yol gösterdik. Müze ihalesine de değineceğim. Çünkü önümüzdeki günlerde müze ihalesinde TÜRSAB’a 9 yıllığına en aşağı 150 milyon TL para kazandıracak anlaşma yaptık.

Bunları bile sormadılar.

Ama adam dövmek bunlarda, üyelerle kavga yapmak bunlarda, mahkemelere vermek bunlarda… Evet müze ihalesini biz aldık, 20 sene hizmet verdik. Siz ne yaptınız?

Soruyorum şimdi.

Biz Muğla’da Asar Dağı’nı aydınlattık. Siz ne yaptınız? Biz Efes Örenyeri’nin aydınlatmasını yaptık. Siz ne yaptınız? Biz Efes’te Amfi Tiyatro’nun yıkılmaması için vinçimizi gönderdik. Siz ne yaptınız? Celal hoca tarafından Laodikea diye bir örenyeri meydana çıktı. Nihat Zeybekçi, Ertuğrul Bey burayı ayağa kaldırmak için biz bütün gayretlerimizi gösterdik. Siz ne yaptınız? Side’de kazılara vinç verdik. Siz ne yaptınız? UFTA Dünya Seyahat Acenteleri Birliği’nin dünya kongresini İstanbul’da yaptık ve bir arkadaşımız Dünya Başkan Yardımcısı oldu. Siz ne yaptınız? Travel Turkey İzmir’i başlattık ve geliştirdik. Uluslararası bir marka yaptık. Siz ne yaptınız? Genel Merkez Binamızı aldık. Siz ne yaptınız? Fethiye’de daire aldık. Siz ne yaptınız? Adana’yı aldık eski bir binayı komple yaptık. Siz ne yaptınız? Afyon’da binamızı yaptık. Siz ne yaptınız? Bodrum’da çok güzel bir bölge binası yaptık. Siz ne yaptınız? Marmaris Armutalan Kültür Merkezi yaptık. Marmaris’te böyle bir kültür merkezinin yapılması akıldan bile geçmezdi. Siz ne yaptınız? TÜRSAB’ı tanıtmak için 5 yılda 60 yurtdışı seyahati yaptık. Toplantılar yaptık. Acentalarımızı aldık orada iş yapan karşılıklı partnerlerle beraber görüştürdük. Siz ne yaptınız? Bölgelerin tanıtımı için bölge toplantıları yaptık. Siz ne yaptınız? Türkiye’de önemli büyük bir gazete ile Aydın, Hatay, Adana, Kayseri, Kuzey Kıbrıs, Mersin, İzmir, Trabzon toplantılar yaptık. Siz ne yaptınız? Ülkeyi tanıttık. İç turizmi canlandırdık. Erken rezervasyonu biz yaptık ve Türkiye iç turizmini canlandırdık. Siz ne yaptınız? Acentalara kolaylık gösterdik. Siz ne yaptınız? Yeni kurulacak olan acentaların dosyalarını masa altında tutmak demek kabadayılığın başka bir türü mü oluyor?Hakkınız yok buna. Siz ne yaptınız?

Siz bizi yerden yere vurmak için elinizden geleni yaptınız. Ama biz devletle ve damatla kavga etmiyoruz dedik. Siz bunu televizyonda espri ile atlatmaya çalıştınız. Artık böyle çocukça şeyleri bırakın. İşinize bakın, bizim yakamızı bırakın.

20 sene içerisinde müze ihalesini aldığımızda müze ihalesini nasıl aldık? Teminat mektuplarını veren Başaran Ulusoy, kefil olan Başaran Ulusoy. Sahip çıkmayan siz… Biz TÜRSAB’ın geleceğinin ufkunu açtık ve kefil olduk. Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde biz 3 kişi ile temsil ediyorduk. Dedeman’ın hisselerini aldık. Dedeman’ın hisselerini alarak Lütfi Kırdar’da Uktaş’ta %50’ye çıktık. Siz ne yaptınız? Bizim aldığımız hisselerle idarenin tümünü TÜRSAB kanadından yaptınız. Huzur haklarını 3.000TL’ye çıkardınız. Hesapları da ‘kabul etmiyorum’ dediniz. Böyle bir şey olur mu? Bizim kefaretimiz var, benim kefil imzam var. Benim sayemde orada başkanlık yapıyorsunuz.

Bizi mahkemeye veriyorsunuz. Ayıp! İnsanlık dışı bir olay ancak size yakışır. Ama siz bunları gayet iyi bilirsiniz.

Evvela biz Allah’a hesabımızı veririz. Sonra devletimize, sonra üyelerimize anlatırız.

Turizm Bakanlığı’na hesapların incelenmesi için dilekçemizi verdik. Şahsıma TÜRSAB kasasından girmiş bir tek kuruş bulunmamaktadır. Bu teftiş raporlarında vardır.

Kuşadası Kongre Merkezi yanlıştır, doğrudur. Sayın Cumhurbaşkanı açtı. O bölgenin canlanması için morale ihtiyaç vardı biz yaptık. Hiç bir şey yapmasaydık, madem bu kadar hükümet destekli, hükümetle yakınlığınız var. Doğrusu da budur, yakın olmanız lazım. KOMER’de ki hisselerimizin %50’sini satmış olsaydık, bütün borçlarımız kapanacaktı.

Yani Garibaldi’yi yapmak kabahat miydi? Garibaldi’yi yapan biz. Niye? Beyoğlu’nda eski eserleri korumak, İtalyanlarla işbirliğimizi geliştirmek için biz bunları yaptık.

Yani Almanya’da fuarda vardık. İngiltere’de vardık. Ama bir bütün halinde, o zamanlarda muhalefet vardı. Ama böyle değildi. Böyle idare olmaz. Biz delegelere bunları yapma hakkınız yok.

Tekrar söylüyorum.

Kuzey Kıbrıs’ı tanıtmak için elimizden geleni yaptık. Kuzey Kıbrıs’ta toplantılar yaptık. Hürriyet Gazetesi ile Kuzey Kıbrıs’ı Keşfet programları yaptık. Canlandırdık. Kim yaptı Erken Rezervasyonu?

Biz burayı 2,5 tur operatörüne bırakmamak için bir gayret sarfettik. Bütün kararlarda imzası olan bugünkü yönetimin başındaki arkadaş bunları da mı inkar edecek?

Ama ben şunu söylemek istiyorum. Yapılacak çok şey var. Mahkemelerle ve tazminatlarla TÜRSAB’I yormaya hakkınız yok.  Çağırırsınız bizi, Bakanlıktan müfettiş de gelsin. Çağırırsınız Bakanlıktan müfettişi ben hesabımı veririm.

Ama bir kurumu böyle yaralamaya, bizi şikayet etmeye, devlete şikayet etmeye hakkınız yok. Tek taraflı şikayet olmaz. Biz bir şeyden kaçmıyoruz. Ama bize vurulan damga TÜRSAB’a vurulan kötü bir damgadır. Bunların biz üstesinden geliriz ama sizin TÜRSAB’a aldırdığınız yaranın altından kalkmak mümkün değil.

Erken rezervasyonla iç turizmi canlandırdık. Yurtdışı tanıtımlarına ağırlık verdik. Fuarların tümünde olduk. Sizler ne yaptınız? Sizler bizlerle uğraşmaktan başka bir şey yapmadınız. Enerjinizi bize değil, TÜRSAB’a harcayın.  Vakıfta okuttuğumuz talebe sayısını, şehit aileleri, gaziler, devlet bursları alanlara burs verdik. Okullarını okumalarına yardımcı olduk. Çevrede duyarlılığımızı gösterdik. DEİK’e giren biz. Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun içine kanununa giren biz.  Expo Antalya, Expo İzmir’de resmi kanuna giren biz. Siz ne yaptınız? Yani icraat işini, program yapmayı anlatsak sizin buna ömrünüz yetmez. Anlamanız da mümkün değil. Yani bugün Antalya’da ki Expo’da TÜRSAB resmen var.

Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun içinde 17 tane kurumun içindeyiz. Devletin her kademesinde toplantılar yaptık. Booking com’u kapattıran kim? Booking com’a dur diyen kim? Booking com’u Türk Kanunları’na uydurmaya çalışan kim? İnsaf edin. Bizi gidiyorsunuz Rekabet Kurumu’na şikayet ediyorsunuz. Şikayet eden siz, yani müşteki ama siz idareye gelince cezayı da ödeyecek olan siz.

Buraya biz siyaseti sokmadık. Cemaatleri sokmadık. Etnik düşünceleri sokmadık. Bölgeciliği sokmadık. TÜRSAB’ı böldürmedik. Bize muhalif olanlarla da gayet iyi diyalog kurduk. Siz bunu gayet iyi biliyorsunuz. Türk Havayolları’yla da irtibatlarımız gayet iyi olmuştur. Akıllı ve mantıklı hareket ettik. Siz ne yaptınız?

9 ayda yaptığınız bizi ibra etmediniz. Bizim ibra edilmekten korkumuz yok. Allah bize bir kuruş nasip eylemesin. Bunu en iyi bilenlerden bir tanesi sizsiniz. Ama başarısızlığını bizim üzerimize yükleme arkadaş. İşine bak. Biz gönüllerde taht kurmuşsak kurmuşuzdur. Bunu bir daha ki seçimlerde camia göstereceğini umut ediyorum.

Bugün Anadolu’da oteller yapılmışsa, Anadolu’da kent otelleri yapışmışsa biz örnek olduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın Çavdarhisar’da açtığı butik bir otel Anadolu’ya moral otelidir.

Vizeler konusunda 2000’li yıllarda göreve geldiğimiz zaman vizeleri biz veriyorduk. İngiltere vizesini biz veriyorduk. Vizeler bizim ofiste veriliyordu. Bilet bölümümüz vardı, vize bölümümüz vardı. Sonra Libya, Cezayir, Irak vizelerini aldık. Bunların karşılığında teminatlar aldık, onlara da sahip çıkmadınız.

Biz bunları cebimize mi koyduk?

Şirketleri kabul etmediniz. O şirketlerde sen idareciydin. Şirketlerin kurulmasında imzan var. Genel Kurul’da müdafasını yapan şu an ki yönetimin başında olan zatı muhterem. Ayıp! Kimseyle kavga yapmadık. Ama yatırımcılarla beraber olup, bizi şikayet ettiniz. Ne zaman şikayet ettiğinizi de siz gayet iyi biliyorsunuz.

Ama ah ile hak yerde kalmaz arkadaş. Onun için ben daha saymadım. Fethiye’de almışız binayı, Marmaris’te yapmışız kültür merkezini, Afyon’da yapmışız eski bir evi, biz her yerde TÜRSAB’ın adını ortaya koyduk.

Televizyonlarda, gazetelerde. Şimdi sizi görüyorum ben. Diyanet İşleri ile işbirliğini TÜRSAB olarak yaptık. Efendim biz hizmet parası almayacağız, alma, hizmet parası almazsın, servisten kazıklarsın. Hac ve umrede Arabistan’daki servis hizmetlerinde kazıklarsın. Bize bunları mı öğretiyorsun bize. Ben size şunu söyleyeyim.

Seçildikten sonra masaya oturup bizle beraber camianın menfaatine destek değil, bize nasıl köstek olursunuz diye bizi zorladınız. Ama biz size köstek olmadık hiç müdahale etmedik. Karıştırmadık, ama bunlar yanlış şeyler.

Booking com’un sırtını biz yere getirdik. Ona bile sahip çıkmadınız.

UBER konusunda ne düşündüğümüz belli. Ulaştırma Bakanlığı ile yapılan toplantılarda Genel Sekreter olarak katılan arkadaşımız gayet başarılı çalışmalar yaptı. Bizim yaptıklarımızı tamamlayın size yeter.

1 yıldır binadan taşınacağız, oraya gideceğiz, buraya gideceğiz, tevatürler, laflar. Bırakın bunları kardeşim, bırakın. Yönetmeliği çıkartıyorsunuz hiç bir teşkilatın haberi yok. Eski başkanlara müracaat dahi etmediniz, fikrimizi dahi almadınız. Ben yaptım, ben ettim. Sen kimsin kardeşim? Seni camianın menfaatine olan işleri yap diye seçtiler. Yönetmelikse yapacaksın, kimse yok. Benim zamanımda böyle miydi? Biz doğru yaptık, siz yanlış yaptınız? Şimdi kanun değişikliği yapacaksınız kimsenin haberi yok. Kapalı kapılar arkasında iş yapma kardeşim.

Şeffaf yönetim yapacağım dedin, çarşaf yönetimi yaptın. Şeffaf yönetim yapacağım dedin işi çarşafa bulaştırdın.

Ayıp!

Ürgüp’te arsamız var. Asmalı Konak’ın karşısında Kapadokya’ya yakışır bir bina yapacaktık. Siz burada ne yapıyorsunuz, ne yaptınız? Bunu konuşalım.

Sigorta şirketimizi kurduk. Bunu gayet iyi biliyorsunuz. Sigorta şirketini şu anda dünyanın en büyük sigorta şirketlerinden biri olan Gulf Sigorta’ya sattık. Aldığımız paralar hesaplara girmiştir. Cebimize mi koyduk? Ayıp! Bu ne biçim şey? Bankadan gelmiş şu anda orada 1 milyon dolar karşılığında hissemiz var. Ki bunu da hesaplara koymadık.

Hiç bir şey yapmadıysak UKTAŞ’ta %50′ ye yakın hissemizi çıkardık.

Kongre turizmini Türkiye’ye biz getirdik. Kongre Turizmi’ni biz başlattık. Eğer Lütfi Kırdar’ı yapmasaydık ilk başkanlığını ben yapmasaydım bugün Kongre Turizmi yoktu. Kruvaziyer turizmde gemilerde elimizden gelen kolaylığı gösterdik. Bize hangi dert geldi de bakmadık ve ya çözüm getirmedik? Biz insan gibi davrandık. Siz de insan gibi davranmayı öğrenin.

Evvela insan olacaksın, sonra yönetici olacaksın. Ben bunun ikazını yaptım. Evvela adam ol, sonra aday ol. Şimdi aday oldun. Şimdi insan ol, insan gibi davran. Biz liderliğimizi alçak gönüllüğümüzle muhafaza ettik. Cesaretimizi de merhametle yaptık. Bu camiada kucaklamayı, birlikte olmayı, danışmayı ve arkadaşça konuşmayı hedef tuttuk. Dolayısıyla, arkadaşlara evet hevesli olabilirsiniz ama tecrübesiz, liyakati olmayanın TÜRSAB’ta çalışmaya hakkı yoktur.

Personele yaptığınız eziyetlerin haddi hesabı yok. Orayı liyakati olmayan, bilgisi olmayan, TÜRSAB’ı tanımayan insanlarla doldurdunuz. Beni tenkit ediyordunuz siz daha fazla yanlışlar yaptınız. Demek ki dışarıdan gazel okumak akıl kârı iş değil.

Ne danışmanı? Güvenlik elemanını şirketlere müdür yaptınız. Garibaldi’nin G’sini bilmeyene orayı idare ettirdiniz. Yan taraftaki kiliseden de haberiniz yok. Biz Beyoğlu’nun canlanması için bunları yaptık. TÜRSAB olarak bir Sanat Merkezi açmayı hedefledik ve ya Genel Merkez’i oraya taşımayı düşündük.

Her tarafa kefil olan biz, bizim kefaretlerimizle sırça köşkte oturan siz. Bu insana reva mı? Ayıp!

Bugün erken rezervasyon biz kanunumuzu 2006 yılında değiştirdiğimiz zaman sigortayı içine koyduk ve Türkiye’de ilk defa kuruluşlara ayrıcalık biz de tanındı. Yalnız seyahat sigortasını seyahat acentası yapabilir. Siz tehditlerle, polisiye tedbirlerle insanları korkutarak yok masanda dosya yok, yok şu noksan.

Denetim! Denetim elemanlarının yaptığı tüm yanlışları biliyorum. Bütün kayıtları bende. Zamanı gelince Genel Kurulda ben konuşacağım. Bu Genel Kurul bizim hesap soracağımız genel kurul. Biz hep hesap verdik, şimdi hesap soracağız. Hesap soracağız ve çok iyi hesap soracağız.

10 aydır başarısızlıklarınızı ve yanlışlarınızı hep bana yüklemeye çalıştınız. Haketmediğimiz şeylerin hepsine teker teker cevap vereceğiz. TÜRSAB’I bu seviyeye düşürmeye hakkınız yoktu. En azından bankalarda olan biletlerinizi niye satmıyorsunuz?

Niye kredileri düşürmüyorsunuz? Ama her kuruluşta, her şirkette başkanlık yapmayı beceriyorsunuz. Bunlar yanlış şeyler ve en basitini söylüyorum.

Çok zahmet çektik. İzmir’deki Travel Turkey Fuarı’nı yıllardır başarı ile sürdürdük. Ama gelin görün ki insan nezaketen bir davetiye gönderir. Bir davetiye göndermeyi bilmeyen, vefayı bilmeyen, sevgiyi bilmeyen, gaddarlıktan başka bir şey düşünmeyen bir insanın TÜRSAB’a hiç bir faydası olamaz.

Endişem o ki, TÜRSAB’ı yaralamanızdır.

Sabrım TÜRSAB içindir ama zamanı gelince cevap vereceğim.

2019 yılından itibaren her bölgeye çıkıp, teker teker size yazdığım mektupları, hesapları teker teker açıklayacağım.

Bize damga vuramazsınız. Evvela damga vurulacaksa siz kendi hayatınızdaki, iş hayatınızdaki damganıza bakın. Bizim geldiğimiz yer belli.

Saygılarımla,

Başaran ULUSOY

TÜRSAB Eski Başkanı