web analytics

23 Kasım 2024, Cumartesi

Yaşadılarım, Dileklerim, Çağrılarım

Yaşadılarım, Dileklerim, Çağrılarım

Sevgili meslektaşlarım, dostlarım, turizmin yürekli insanları

Yaşamakta olduğumuz bu zor dönemde bende sizlerle düşüncelerimi paylaşmak istedim.Biraz uzun oldu ama umarım sıkılmadan okursunuz.

Günümüzde Turizm Endüstrisinin durumu, Sektörde güçlü işbirliğinin gereği , yarınlara bakış….

2020 yılı Şubat ayından itibaren tüm dünyayı kasıp kavuran Corona Virüs / Pandemi adeta insanların doğal insanlık hakkı olan seyahat özgürlüğünü nerede ise bitirdi.

Tüm ülkelerde turizm sektörü büyük darbe yedi. WTO ( World Turizm Organization ) OECD verilerine bakınca mevcut sektörle ilgili rakamların korkunçluğunu görüyorsunuz.

Bazı ülkeler 2021 yılının yaz sezonu için, pandemiyi nispeten kontrol altına alarak kısmi açılmalarla turist kabullerine kendilerini hazırladılar. Ülkemizde de aynı şekilde Turizm Bakanlığımız tarafından başlatılan Güvenli Turizm Sertifikası ile tesislerin hijyen konusunda, kanuni uygulamalara harfiyen uymalarını sağlayarak ziyaretçilere güvence vermeye başladı. Umarım aşı konusu daha doğru bir ifade ile ele alınarak gelecek turistlerin güvenini pekiştirmeye yarayacaktır.

Geçmişte de çok zor dönemler geçirmiştik. Bunlardan aşağıda bahsedeceğim. Tabii o dönemlerde yaşananlar esas olarak özellikle ülkemizi etkileyen sorunlardı. Ancak şimdi çok farklı. tüm dünyanın sorunu.

Bugün ülkemizde yaşanan turizm gelir kayıpları sonucunda Turizm Endüstrisinin önemi eminim herkes tarafından iyice fark edildi.

Endüstri olarak anılmanın başlangıcı bence Güney Antalya Gelişim Gelişim Projesi’dir. Ülkemizde turizme yönelik planlı yapılanma olan bu proje Turizm Bakanlığı, Turizm Bankası, DPT, ilgili tüm bakanlıkların birlikte çalıştığı bu proje ile ülkemiz birden yüzlerce nitelikli yatak ve otel/tatil köyüne

Bu projenin etkisi diğer bölgelerde de kendisini gösterdi. Derken tüm Akdeniz ve Ege kıyı şeridimiz başta olmak üzere ülkemizin nitelikli ve dünya standartlarında otellere kavuştu. Arkasından dünyanın en önemli zincir otellerinin peş peşe başta İstanbul olmak üzere birçok değişik turistik merkezlerde oteller açmaya başladılar.

Bugün Türkiye’de Turizm Bakanlığı İşletme Belgeli, Yatırım belgeli ve Belediye belgeli 13.959 adet tesis, 955.333 oda 2 milyonun üzerinde yatak sayısı var. Çoğu tesis bugün Türk İşletmecilerin yönetimde mutlak misafir mutluluğu ile çalışıyor ve semeresini görüyoruz.( eğer rakkamlarda yanlışım varsa özür dilerim )

Bir zamanlar 1 milyon olunca sevindiğimiz yabancı turist girişleri 2018 yılında 46 milyon oldu. Ülkemiz turizm hareketlerinden 2018 yılında 30 milyar dolar kazandırdı ülkemize. Tüm turizm girişimcilerine, kuruluşlarına, gönüllülerine, yatırımcılarına şükranlarımı birkez daha sunuyorum.

Tesislerimiz yanında Türk girişimcilerin kurduğu özel havayolları özellikle turist taşımacılığındaki ulaşım sıkıntısını çözdü. Rehberlerimiz , bence dünyanın en iyi rehberleri, ziyaretçilerimiz tekrar tekra gelmelerine büyük katkı veriyorlar. Karayolu taşımacılığında son teknoloji ile donanımlı, modern konforlu, yeni araçlar.

Malum bu bacasız endüstri ülkemizde 40 ın ( belki daha da fazladır şimdi ) üzerinde başka sektörlerin gelişmesine neden olmuştur. Otomotiv sektöründen yiyecek/içecek sektörüne, İnşaat sektöründen Züccaciye ( tabak/çanak, bardak, çanak vs ) sektörüne, Tekstil sektöründen Eğlence sektörüne ve daha daha nice sektörlerin gelişmesine neden olmuştur. Yarattığı istihdam ise ayrı önemli bir konu.

Bu başarı tabii ki başta Turizm Bakanlığı olmak üzere tüm ilgili kamu yönetimi ve sektör kurum ve kuruluşlarının sımsıkı şekilde birlikte çalışması ile gerçekleşmişti

Endüstrinin bugün ki durumunu, rakkamlarıma yazmaya gerek duymadım. Zaten hepiniz biliyorsunuz.

Türk Turizmi 1970 lerden bu yana çok zor ve olumsuz etkilendiği dönemler yaşadı. Kıbrıs Barış Harekatına karşı uygulanan haksız ambargoların etkileri, 1980 Darbesi, Sağ-Sol kavgaları, PKK Terörü, DHKP terörü, Dini merkez, önemli binaların bombalanmaları, Asala terörü ( Havaalanı vahşeti unutulmaz ) Depremler, Irak savaşları,Türkiye aleyhinde Avrupa ülkelerinde propagandalar ve en son pandemi ve aklıma gelmeyen daha niceleri….

Buna rağmen sektör hep direnmiş, hiçbir zaman havlu atmamış ve ayakta durabilmeyi başarmıştır.

Geçmişte tüm bu zor zamanlarda, başta Turizm Bakanı ve Bakanlık bürokratları olmak üzere ilgili tüm kamu yöneticileri, Meslek örgütleri ile bir araya gelir, sıkı sıkı sarılınır ve bu süreci nasıl aşacağımız konusunda, yeniden normale dönmede neler yapılacağı hususunda birlikte çalışılırdı. Ve de çok başarılı olunurdu ki yıllar içinde bütün yaşananlara rağmen sektör gelişti ve ülkemizin bu endüstriden aldığı pay her yıl katlanarak büyüdü.

Bugün her zamankinden daha çok “ Gün Birlik Olma Zamanı, birbirimize kenetlenme zamanı “ . Bugün bunu yapmayacaksak ne zaman yapacağız? Bakanlığımızın liderliğinde başta TÜRSAB olmak üzere ilgili sektör meslek örgütü yönetimleri ile birlikte çalışmak gerekiyor. Yediğimiz darbenin şiddetini azaltmak hem de pandemi sonrasına hazırlıklarımızı, yol haritalarımızı, kime ne görevin düştüğünü belirlemek gerekli.

Bu sektörün her zaman en büyük ihtiyacı moraldir. Eğer sektörün moralini iyi tutarsanız, firmalar ne yapar eder dayanmaya çalışır.

Ama internette yazışmalara bakıyorum. Yazılanlardan, seyahat acentalarının çaresizliklerini görmekten içim acıyor. Yalnız bırakılmanın, yok sayılmanın üzüntüsünü ve acısını yaşıyorlar.

Çok Bakanla çalıştım TÜRSAB Başkanlığım döneminde. Hepsinden Yaradanım razı olsun. Hep destek gördük imkanlar içinde. Hepsi TÜRSAB ın ne kadar önemli olduğunu bilirlerdi. Her yeni Bakan ilk kurumsal ziyaretini TÜRSAB a yapar ondan sonra diğer sektör kuruluşlarını ziyaret ederdi.

Rahmetli Cumhurbaşkanlarımız Sayın Süleyman Demirel ve Sayın Turgut Özal zor dönemlerde daima sektöre umut aşılarlardı. Moralleri yüksek tutmaya çalışırlardı. Sayın Cumhurbaşkanımız merhum Sayın Turgut Özal Önemli Tur Operatörlerini Ankara’da topladığımız bir toplantıya katılmış ve çok önemli ve güzel bir konuşma yapmıştı. “Bugünler geçer, bu ülke her zaman sahip olduğu değerlerle dünyanın tercih edeceği bir destinasyon olmaya devam edecektir. Bu zor günlerde bizlerle olanları unutmayız. Vefa nedir biliriz” demişti. Herkes alacağını aldıydı.

Tüm dileğim sayın Bakanımın ve TÜRSAB Başkanımızın ve üyelerimiz arasında olan önemli kanaat önderlerinin katılacağı bir toplantıda yukarıda bahsettiğim konuları masaya yatırıp çözüm üretmeye çalışmak. Buna ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. TÜRSAB, kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü olarak atılacak her adımın başında ve içinde olmalıdır.

Seyahat Acentalığı Meslek Grubunda örgütlenme ve TÜRSAB ‘ın kuruluşu ve önemi

Seyahat acentalığı meslek grubunda ilk örgütlenme TÜSTAC ( Türkiye Seyahat ve Turizm Acenteleri Cemiyeti ) adı altında olmuştur.

1972 yılında TÜRSAB ın kuruluşu ile birlikte seyahat acentalığı mesleği güçlü örgütlenmesini tamamladı. Geçmişten gelen deneyimleri ile o dönemin önde gelen turizm kanaat önderleri yönetim kurullarında, Başkanlık görevlerinde çok önemli hamleler yaptılar.

Bence ilk en büyük başarı bir TÜRSAB’ın bir kanununun olması. Bu durum kamu kurumu niteliğinde bir kurum olmasını sağlıyor ve bir yaptırım gücü veriyor. Kendisini ispat etmiş bu güçten vazgeçilemez.

Örgütlü olmak daima çok faydalıdır ve gelişmeye açıktır.

1973 den sonra ülkemizde turizm hareketleri her yönü ile seyahat acentaların ve TÜRSAB ‘ın liderliğinde gelişmeye başlıyor.

25. Yılında TÜRSAB adlı hazırlanmış olan kitap da ülkemizde turizmdeki gelişmeleri gayet detaylı okuyup öğrenebilirsiniz. Bugünlere nasıl gelindiğini daha iyi anlayabilirsiniz.

Ben önce kurucu büyüklerimi, sektörün gelişmesine çok büyük destek ve yön veren meslekdaşlarımı hayırla yad ediyorum. Merhume ve merhumlara rahmet, hayatta olanlara sağlıklı uzun bir ömür diliyorum.

Seyahat acentalarının ve TÜRSAB’ın Türk turizminin lokomotifi olduğunu söylemek tartışmasız bir gerçektir.

Bakın TÜRSAB Yönetimlerinin değişik dönemlerde başardıklarına.

· TÜRSAB Hac Organizasyonları ile Kutsal Topraklara Hacc Farizesini yerine getirmek isteyen vatandaşlarımızın seyahat programlarını düzenleme hakkını – nerdeyse yarısına yakınını – seyahat acentalarının organizasyonuyla yapılmasını sağladılar. Acentalar için yeni bir ekmek kapısı açıldı. Özellikle incoming yapan acentalar için marketing bütçelerini büyütme şansı verdi.

· TÜRSAB ın liderliğinde ve girişimiyle başlatılan mücadele sonucunda Lütfi Kırdar Spor ve Sergi Salonu Kongre Merkezine dönüştürüldü ve İstanbul’un ilk Kongre Sarayı oldu. Bu merkezin varlığı ile Kongre Turizminde büyük patlama yaşandı.

· TÜRSAB ın girişimleri ile merhum ve değerli ve sevgili Turizm Bakanı Barlas Küntay’ın bir dizi yeni uygulamaları başlatması ile turizmde yaşanan birçok sıkıntı ortadan kalktı. Bir örnek vereyim; o güne kadar otobüslere klima takılamazdı. Zira verdiği ağırlıkla asfaltın bozulmasına neden olacağına inanılıyordu. Hemen bütün otobüsler klima taktırdı. Otobüs üreticileri de klimalı otobüs üretmeye başladılar.

· TÜRSAB Kütahya Çizelgesi adı altında Meslek ilkeleri ve Tüketici Hakları yönetmeliği hazırladı. Böylece Turizm Tüketicilerinin paket turlarda taahhüt edilen ya da olması gereken hizmetlerin verilmemesi taleplerini değerlendiren, sistematik, bütün tarafların haklarını adilane gözeten bir çalışma oldu. Böylece hem acenteler hem de tüketiciler haklarını öğrendiler.Bu uygulama tüketicilerin TÜRSAB güvencesi ile seyahat acentaları ile seyahati tercih etmeye başladılar. Bunu seyahat sigortası takip etti. Böylece iç turizm hareketlerinde büyük bir potansiyel oluştu seyahat acentaları için.

· TÜRSAB ilk kez Turizm Hukuku çalışmalarını başlattı. Birçok yeni uygulamayı hayata geçirdi.

TÜRSAB ilk olarak başlattığı Voyager Turizm Fuarı ( Tepebaşı Fuar Merkezinde ) ve daha sonra yerini EMITT Fuarına bırakarak Fuarcılık alanında bir ilki başlattı. Bugün EMITT Fuarı uluslararası fuarlar arasında önemli bir yere sahip.

· Terörün etkisine karşı öncelikle İngiltere’den başlamak üzere TÜRSAB ve TUROB olarak çok önemli bir İngiliz PR şirketi ile anlaşma yapıldı. Ülkemiz aleyhinde yapılan kötü propagadalara karşı tedbirler alındı.

· TÜRSAB olarak ( tabii ki Bakanlığımızın müsaadesi ile ) Yunanistan Seyahat Acentaları Birliği ( HATTA ) ile Atina’da ortak bir toplantı düzenledik. Turizmin barış ortamında yeşereceğini toplantıya katılan Yunanlı politikacılara Yunanlı Meslektaşlarımızla birlikte anlattık.

· TÜRSAB olarak Bağımsız Devletler Topluluğu ( Rusya ) Seyahat Acentaları Birliği ile toplantılar yapıp turizm hareketlerinin arttırılması için işbirliği anlaşmaları yaptık. İsrail’e giderek Turizm Müsteşarı, bazı önemli seyahat acentaları ile görüşmeler yapıp tekrar bu pazarı canlandırma gayretlerinde bulunduk. Benzeri toplantıları İtalya, İspanya, Fransa da da yaptık.

· TÜRSAB olarak Karadeniz Turizm İşbirliği Örgütünün kuruluşunu yaptık ve Karadeniz’e kıyısı olan tüm ülkelerin meslek örgütleri üye oldu. İş birlikleri arttırıldı

· TÜRSAB olarak İngiliz Seyahat Acentaları Birliği ( ABTA ) ve İspanyol Seyahat Acentaları Birliği ( FEAAV ) ın Genel Kurulullarını İstanbul’da yapmaları sağlayarak binlerce potansiyel seyahat acentası ve tur operatörünün Türkiye’yi tanımasına olanak sağladık.

· TÜRSAB olarak Merkezi Londra’da olan FIYTO ( Federation of International Tour Operators ) Başkanı ve Genel Sekreteri ile görüşmelerde bulunduk. Avrupanın en büyük Tur Operatörlerinin üyesi olduğu bu kuruluş destinasyon yönlendirmelerinde çok önemli rol oynuyordu. Türkiye’de üye olabilecek Tur Operatörü olmadığı için TÜRSAB ı üye olarak kabul ettiler ve bir Genel Kurulunu İstanbul’da yapmaya karar verdiler. Gerçekten çok önemli ve faydalı bir gelişme idi ülkemiz için.

· TÜRSAB olarak ilk Incentive Fuarı ve Kongresini Antalya yaptık. Sektörün her kesiminin desteği, THY nın desteği ile Avrupa’nın değişik ülkelerinden önemli Incentive alanında karar vericileri davet ederek bu etkiliğe getirdik. Bunun için bu alanın en bilinen ismi ile anlaşma yaptık ve onun çalışmaları ile başarı ile geçirdik etkinliği.

Tabii ki bu çalışmaların hepsini Bakanlığımızın bilgisi, müsaadesi ve katkıları ile gerçekleştik.

Daha nice çalışma ile bugün gelinen noktayı sağladı TÜRSAB. Ama yönetimler bu kazanımları daima arkalarında hissettikleri üyelerinin gücü ve desteği ile gerçekleştirdi.

Bu denli önemli bir kurumdur TÜRSAB Türk Turizmi için. Ve öyle de olacaktır

Gelelim Seyahat Acentalarına ve önemine….

Eskiden sadece maddi imkanı olan kişilerin bireysel seyahatleri olurken çoğu insan istese de ne yurt içinde ne de yurt dışına seyahat edebilme imkanı yoktu. Seyahat acentaları oluşturdukları paket turlarla her bütçeye göre seyahat programlarını tüketicilerin hizmetine sundular. Böylece birçok insan özellikle Avrupa şehirlerini görme imkanı buldu. Aynı şekilde ülke içinde birçok yöreye organize turlar düzenlendi. Böylece başlayan iç turizm hareketleri binli sayılardan milyonlu sayılara ulaştı günümüzde. Burada İrem Tur ve Duru Turizmi bu alanın öncüleri olduklarını özellikle belirtmek isterim.Bugün başta Sayın Bakanımızın sahibi olduğu Tur Operatörü olmak üzere birçok Tur Operatörü organize paket programlarla halkımızı her bütçeye uygun bir şekilde tatil yapmalarını sağlıyor, dünyayı gezdiriyorlar.

· Kongre Turizminin çok önemli olduğu artık herkes tarafından kabul ediliyor. Bu alanda da gelişmeler uzmanlaşan seyahat acentalarının çalışmaları sonucu ülkemiz en çok kongre ağırlayan ülkeler arasında en üst sıralara kadar çıkabildi.

· Bunun yanında gelişen bir başka alan Incentive Turizmi ve Etkinlik Yönetimi. Uzman seyahat acentaları yurtdışındaki firmaların yıllık değişik nedenle yaptıkları toplantılarını Türkiye’de (özellikle İstanbul ve Antalya ) yapmalarını sağlayarak yeni bir alan açtılar. Aynı şekilde yurt içindeki firmalarında benzeri toplantılarında sundukları profesyonel hizmetler ve yaratıcı fikirlerle hem istihdama büyük katkı verdiler hem de yeni bir alan açtılar.

· Seyahat Acentaları yıllarca ellerinde çanta, içinde broşürler, fiyat çizelgeleri dünyanın her köşesinde kapı kapı dolaşıp o ülkelerdeki seyahat acentalarına Türkiye’nin turizm potansiyelini ve olanaklarını anlattılar. Turist göndermelerini istediler. Fuarlara katılıp tanıtım yaptılar.

· Alternatif Turizm hareketleri ile turizm faaliyetlerini ülkenin birçok bölgesine taşıdılar ve turizm getirisinden o bölge insanlarının, esnafının kazanmasını sağladılar.

· Kültür gezileri ile meraklı seyyahların ülkemizin değerlerini görmelerini sağladılar. Ülkede kültürel mirasa sahip çıkılması bilincinin oluşmasına, müzelerin elden geçmesini ve modernleşmesini sağladılar.

· Ülkenin nerede ise her şehrin her ilçesinde bir seyahat acentası turizm tüketicilerine biletleme, paket program satma, araba kiralama gibi hizmetleri kapılarına götürdü.

· Özellikle hem iç turizmdeki hareketler, hem alternatif turizm hareketleri hem de kültür gezilerindeki yeni rotalar sayesinde birçok şehirde çok düzgün yeni oteller hizmete girdi. Böylece yeni iş alanları açıldı

· Seyahat Acentaları, başta Almanya, İngiltere ve Fransa olmak üzere Hollanda, Avusturya, İsviçre, İsveç, Finlandiya, Polonya, Rusya gibi ülkelerde Tur Operatörlüğüne soyundular. Büyük riskler aldılar. Ama başardılar. Böylece yabancı Tur Operatörleri hegemonyasından kurtulduk. Kimisi devam ettirebildi kimisi ettiremedi. Ama hepsinin gayretlerine şükran duyuyorum ülkem adına.

Anlatmak istediğim Türk Turizmi için TÜRSAB var olmalıdır, güçlendirilmelidir. Seyahat Acentaları desteklenmelidir, yaşatılmalıdır. Seyahat acentaları gelecekleri için daima TÜRSAB’a sahip çıkmalı ve daima bu çatının altında kenetlenmelidir.

TÜRSAB Başkanlığım sürecinde yazdığım çeşitli makaleleri “ DÖNEMEÇ – Seyahat Endüstrisinde ufuk turu “ adlı kitapda toplamış ve yayınlamıştım. Bugün tekrar okuduğumda ne kadar çok bugünler için mesaj içerdiğini gördüm.

Seyahat alışkanlıkları değişse de, digitalleşme hızla gelişse de seyahat acentaları yaratıcılıkları ile bugüne kadar olduğu gibi sektörün gelişme ve büyümesindeki lokomotif rollerini daima koruyacaklardır.

Sevgili meslektaşlarım, kardeşlerim, dostlarım lütfen ülkemizin potansiyeline güvenelim, bugünlerin geçeceğini biliyoruz, birlikte olup güçlü bir şekilde kamuoyuna ve kamu yönetimine her zaman ülkemizin turizm potansiyelini büyütmek için hazır olduğumuzu ama daha fazla sahip çıkılmamızı seslendirelim. Morallerimizi bozmayalım, birbirimize de destek olmaktan kaçınmayalım.

Sevgi ve Saygılarımla

***

Memnun Talha Çamaş

6 yıl TÜRSAB Başkanlığı, 2 yıl Genel Sekreter görevinden sonra, son yapılan TÜRSAB Genel Kurulunda katılımcı üyelerin beni TÜRSAB ın Onursal Başkanlığına layık görülen bir kişi olarak ülkeme, mesleğime 50 yıl tüm gücümle hizmet etmeye çalışmış ve hala birşeyler yapma gayretinde olan sizlerden biriyim.